Casiye 45:18
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
sonra seni koyduk üzerine bir şeriat -den emrimiz- sen ona uy ve uyma keyiflerine kimselerin bilmeyen(lerin)
Summe cealnake ala şeriatin minel emri fettebi' ha ve la tettebi' ehvaellezine la ya'lemun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
45:18 Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
45:18 Sonra da seni iş (din) konusunda bir şeriat1 (kanun) sahibi kıldık. Sen ona uy;2 bilmeyenlerin isteklerine uyma!
Dipnot
1- [Şeriat] kelimesi Arap dilinde sözlük olarak "su kaynağına giden yol", "insanların ırmaklardan ve benzeri şeylerden su almaya vardıkları yer" anlamına gelmektedir. Bu anlamıyla "şeriat", suyun canlı hayat için vazgeçilmezliği noktasında insan hayatı için huzur ve sosyal refah yolunu gösteren ahlaki ve pratik hayata dair kurallar sistemini ifade eden "kanun", "hukuk", "dini ve dünyevî bir nizam", "hayata dair emirler", "ilkeler", "esaslar", "prensipler" gibi anlamlar içermektedir.
2- Vahye uymayla ilgili ayetler için bkz. Âl-i İmrân 3:103, dipnot 1.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
45:18 Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
45:18 Sonra da seni buyruklardan apaçık bir şeriat1 sahibi yaptık. Öyleyse ona uy! Bilmeyenlerin2 hevalarına3 uyma.
Dipnot
1- Yol, yöntem, yasa. İlahi yasalar bütünü. Gerçeğin kaynağına götüren yol. Sözcük anlamı olarak devenin çölde su içmeye gittiği yola denmektedir.
2- Gerçeği kavramamış olanların.
3- Tutku, istek ve kuruntularına.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
45:18 Sonra seni bir kurala (şeriata) göre görevlendirdik; sen ona uy; kendini bilmezlerin arzularına uyma.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
45:18 Sonra, sana, buyruğumuzdan yasalar verdik. Artık, Ona bağlı kal ve bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
45:18 Son olarak, seni de bu görevi (hakkıyla ifa edeceğin) bir yol ve yönteme kavuşturduk: o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfi yargılarına uyma!
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
45:18 Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şeriat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
45:18 Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
45:18 Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma!
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
45:18 Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
45:18 Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
45:18 Sonra emirden bir şeriat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şeriate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
45:18 Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Gültekin Onan -
45:18 Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
45:18 Sonra (Habibim) seni de (din) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tabi' ol. Bilmezlerin heva (ve heves) lerine uyma.
İbni Kesir -
45:18 Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
45:18 Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
45:18 Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tabi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
45:18 Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevalarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tabi olma!