Tevbe 9:8
كَيْفَ وَإِنْ يَظْهَرُوا عَلَيْكُمْ لَا يَرْقُبُوا فِيكُمْ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً يُرْضُونَكُمْ بِأَفْوَاهِهِمْ وَتَأْبَىٰ قُلُوبُهُمْ وَأَكْثَرُهُمْ فَاسِقُونَ
nasıl? eğer onlar galib gelselerdi size ne gözetirlerdi sizin hakkınızda bir yakınlık ne de bir andlaşma sizi razı ederler ağızlarıyla fakat (sizi) istemez kalbleri ve çokları da yoldan çıkmışlardır
Keyfe ve in yazheru aleykum la yerkubu fikum illen ve la zimmeh , yurdunekum bi efvahihim ve te'ba kulubuhum, ve ekseruhum fasikun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
9:8 Evet Allah ve Peygamber'i katında onların nasıl antlaşması olabilir? Eğer onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda ne and ne de antlaşma gözetirlerdi. Ağızlarıyla sizi razı ederler; fakat kalpleri sizi istemez. Zaten onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
9:8 Nasıl (onların bir sözü) olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda söz de antlaşma da gözetmezlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar; (oysa) kalpleri yüz çeviriyor. Onların çoğu yoldan çıkmışlardır.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
9:8 Nasıl olabilir ki? Size üstün gelselerdi ne bir akrabalık ilişkisini gözetirlerdi, ne de bir anlaşmayı... Ağızlarıyla sizi pasifleştirecek hoş sözler söylerler, fakat kalpleri tersini ister. Çokları yoldan çıkmıştır.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
9:8 Nasıl olabilir ki? Onlar, size galip gelmiş olsalar, hakkınızda ne bir antlaşma ne de bir yükümlülük gözetmezler. Kalben istemedikleri halde, dilleriyle sizi hoşnut etmeye çalışırlar. Onların çoğu fasıktırlar.1
Dipnot
1- Günaha sapan. Vahyin belirlediği sınırların dışına çıkan; iyi, doğru, güzel ve temiz şeylerden uzak kalan. İnanç olarak inanan, yaşantı olarak Kafir olan.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
9:8 Böyle bir söz nasıl olabilir ki? Bunlar sizi alt etseler ne bir antlaşma akıllarına gelir ne de size karşı sorumlulukları. Onlar ağızlarıyla sizi memnun ediyorlar ama kalpleri bunu istemiyor. Onların çoğu, yoldan çıkmış fasıklardır.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
9:8 Nasıl olabilir ki, eğer üstün gelselerdi, size karşı, ne bir söz ne de bir sözleşme gözetmezlerdi. Sizi, ağızlarıyla hoşnut etmeye çalışıyorlar; oysa yürekleri buna karşı çıkıyor. Onların çoğu zaten yoldan çıkmıştır.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
9:8 (Düşmanlarınızın) size galip gelmeleri halinde, size karşı ne bağlayıcı bir yükümlülük ne de anlaşmadan doğan bir sorumluluk üstlenmemişken, (başka) nasıl olabilirdi ki? Sözleriyle sizi hoş tutmaya çalışırken, yürekleri onları yalanlamaktadır; zira onların çoğu (fıtratın gösterdiği) yoldan çıkmış kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
9:8 Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
9:8 Nasıl olabilir ki!.. Eğer size karşı galip gelirlerse size karşı ne 'akrabalık bağlarını', ne de 'sözleşme hükümlerini' gözetip tanırlar. Sizi ağızlarıyla hoşnut kılarlar, kalbleri ise karşı koyar. Onların çoğu fasık kimselerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
9:8 Nasıl olabilir ki, böyle bir antlaşma; eğer size karşı bir zafer kazansalar ne hakkınızı gözetirler, ne de antlaşmaya riayet ederler ve ağızlarıyla sizi hoşnut etmeye çalışırlar, kalpleri ise direnir durur. Zaten çoğu insanlıktan çıkmış günahkarlardır.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
9:8 (Başka) nasıl (olabilirdi ki?) Eğer (düşmanlarınız) size üstün gelselerdi (size karşı) ne bir sorumluluk ne de bir koruma yükümlülüğü taşıyacaklardı. Onlar size dilleriyle yaranmaya çalışıyorlar, ama kalpleriyle kötülüğünüzü istiyorlar; zaten onların çoğu fasık kimselerdir.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
9:8 Onların bir ahdi nasıl olabilir ki! Eğer onlar size üstün gelselerdi, sizin hakkınızda ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirlerdi. Ağızlarıyla sizi hoşnut etmeye çalışıyorlar, oysa kalpleri buna karşı çıkıyor. Onların pek çoğu fasık kimselerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
9:8 Evet, nasıl olabilir ki: size bir zafer bulsalar hakkınızda ne bir zimmet gözetirler ne de bir yemin, ağızlariyle sizi hoşnud etmeğe çalışırlar, kalbleri ise iba eder durur, zaten ekserisi insanlıktan çıkmış fasıklar
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
9:8 Evet (Allah ve Elçisi yanında onların) nasıl (ahdi olabilir)? Eğer onlar size galib gelselerdi, sizin hakkınızda ne and ne de andlaşma gözetmezlerdi. Ağızlarıyla sizi razı ederler, fakat kalbleri (sizi) istemez. Çokları da yoldan çıkmışlardır.
Gültekin Onan -
9:8 Nasıl olabilir ki!.. Eğer size karşı galip gelirlerse size karşı ne 'akrabalık bağlarını' ne de 'sözleşme hükümlerini' gözetip tanırlar. Sizi ağızlarıyla hoşnut kılarlar, kalpleri ise karşı koyar. Onların çoğu fasıktır.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
9:8 (Onların) nasıl (ahdi olabilir) ki eğer size galebe ederlerse hakkınızda ne bir yemin, ne de bir vecibe gözetib tanımazlar. Sizi ağızlariyle (guya) hoşnud ederler, (fakat) kalbleri dayatır. Onların çoğu faasık (adam) lardır.
İbni Kesir -
9:8 Nasıl olabilir ki, şayet size üstün gelselerdi; hakkınızda ne yemin, ne de bir vecibe gözetirlerdi. Sizi ağızlarıyla hoşnud etmeye çalışırlar, ama kalbleri dayatır. Ve onların çoğu fasıklardır.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
9:8 Nasıl antlaşmaları olabilir ki, galip gelselerdi size karşı ne yakınlık, ne de antlaşmaya sadakat gösterirlerdi. Kalpleriyle istememelerine rağmen dilleriyle sizi hoşnut etmek istiyorlar. Onların çoğu fasıktır.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
9:8 Evet, onların nasıl ahitleri olabilir ki, eğer size galip gelecek olurlarsa sizin hakkınızda ne ahit, ne yemin, ne hukuk, hiç bir şey gözetmezler. Ağızlarıyla güya sizin gönlünüzü alırlar, kalpleri ise nefret duyup kaçınır. Çünkü onların ekserisi Allah'ın yolundan çıkmış fasıklardır.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
9:8 (Onlarla antlaşma mı) nasıl? Eğer, size üstünlük sağlasalardı sizin hakkınızda ne yemin gözetirlerdi ne de zimmet (sözleşme sorumluluğu)! Lafla sizi razı ederler, ama kalpleri kaçınır! Onların çoğunluğu bozuk inançlıdır!