Yunus 10:36
وَمَا يَتَّبِعُ أَكْثَرُهُمْ إِلَّا ظَنًّا إِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ
ve uymamaktadır onların çoğu başkasına zandan şüphesiz zan ise kazandırmaz gerçek açısından bir şey şüphesiz Allah bilmektedir şeyleri onların yaptıkları
Ve ma yettebiu ekseruhum illa zanna, innez zanne la yugni minel hakkı şey'a, innallahe alimun bima yef'alun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
10:36 Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilendir.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
10:36 Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz ki zan, gerçeklik bakımından hiçbir şey ifade etmez.1 Şüphesiz ki Allah onların yapmakta olduklarını bilendir.
Dipnot
1- Benzer mesajlar: En‘âm 6:116, 148; Yûnus 10:66; Câsiye 45:24; Necm 53:28.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
10:36 Onların çoğu, ancak zanna uyarlar. Zan ise gerçeğin yerini tutamaz. ALLAH onların yaptıklarını Bilendir.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
10:36 Onların çoğu, ancak zanna1 uyarlar. Kuşkusuz zan hakikatin yerini tutamaz. Allah, onların ne yaptıklarını çok iyi bilendir.
Dipnot
1- Vahiy dışı bilgi. Zann sözcüğü Cahiliye'de tahmin, sanı anlamında değil; kesin bilgi, doğru sonuç anlamında kullanılmaktadır. Kur'an, bu sözcüğü: Bilgisizlikten kaynaklanan şekk, kuşku, sanı anlamı ile ve "yakin"e dayanan kesin bilgi anlamı ile olmak üzere olumlu ve olumsuz iki anlamda da kullanmaktadır. Ayet, övgüden söz ediyorsa zann; "kesin bilgi/yakin" anlamında, yergiden söz ediyorsa "sanı" anlamındadır. Ayrıca sözcükten sonraki edatlar "inne" ve "enne" edatlarıysa zann sözcüğü "kesinlik" ifade etmektedir; şayet "in", "en" edatları geliyorsa, zann sözcüğü "sanı" anlamında anlaşılmalıdır. Ancak Kur'an, kendi hakikati ile kıyasladığında kendi dışındaki bilgilerin tamamını bilgi değeri olarak kendi bilgisi yanında zann olarak görmektedir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
10:36 Onların çoğu, sadece kendi varsayımlarının peşine takılırlar. Varsayım, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Allah, onların ne yaptıklarını bilir.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
10:36 Onların çoğu yalnızca yakıştırıyor. Aslında, yakıştırmak, gerçek hakkında hiçbir yarar sağlamaz. Kuşkusuz, Allah, onların yaptıklarını Bilendir.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
10:36 Bir de, onların çoğu sadece zannın peşine takılırlar. Oysa ki hiç bir zan, insanı hakikatten hiçbir şekilde müstağni kılmaz. Elbette Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
10:36 Onların çoğu sanıdan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu da şu ki sanı, haktan hiçbir şey ifade etmez. Allah, onların yaptıklarını iyice bilmektedir.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
10:36 Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
10:36 Bununla beraber onların çoğu, sadece bir zan peşinde gider, ama zan gerçek adına hiçbir şey ifade etmez! Şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını çok iyi biliyor.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
10:36 Onların çoğu sadece zanna uymaktadırlar. Oysa, zan hiçbir şekilde hakkın yerini tutamaz. Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
10:36 Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
10:36 Maamafih ekserisi sırf bir zan ardında gider fakat zan, hakdan hiç bir şey ifade etmez, her halde Allah, onların ne yaptıklarını bilib duruyor
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
10:36 Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymuyorlar. Zan ise gerçekten hiçbir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah, onların ne yaptıklarını bilir.
Gültekin Onan -
10:36 Onlann çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Tanrı, onların işlemekte olduklarını bilendir.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
10:36 Onların çoğu (kupkuru bir) zandan başkasına tabi' olmaz. Hakıykatde zan ise hakdan hiç bir şey'in yerini tutmaz. Şübhesiz ki Allah, onlar ne işlerlerse kemaliyle bilendir.
İbni Kesir -
10:36 Onların çoğu, sadece zanna tabi olurlar. Şüphe yok ki zann, hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Doğrusu Allah, onların bütün işlediklerini bilendir.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
10:36 Onların çoğu sadece zanna uyarlar. Gerçekte zan hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah, onların ne yaptıklarını bilendir.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
10:36 Onların çoğu sadece zanna uyarlar. Halbuki zan asla gerçeğin yerini tutamaz. Allah onların bütün yaptıklarını hakkıyla bilir.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
10:36 Onlardan çoğunluğunun tabi olduğu, varsandıklarıdır! Muhakkak ki varsayım, gerçeğin yerini tutmaz! Şüphesiz ki Allah yapmakta olduklarını (Esma'sıyla hakikatleri olarak) Bilen'dir.