حَتَّىٰ إِذَا جَاءَ أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِنْ كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَنْ سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ امَنَ وَمَا امَنَ مَعَهُ إِلَّا قَلِيلٌ
sonunda zaman geldiği emrimiz ve kaynadığında tandır dedik ki bindir ona her şeyden çifti ikişer ve aileni dışındaki olanlar önceden aleyhlerine hüküm verilmiş ve iman edenleri ve zaten iman etmemişti onunla beraber dışında çok az kimse
Hatta iza cae emruna ve faret tennuru kulnahmil fiha min kullin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlu ve men amen, ve ma amene meahu illa kalil.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
11:40 Sonunda buyruğumuz gelip tandırda sular kaynamaya başlayınca,"Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan ehlini ve inananları gemiye bindir" dedik. Ancak, pek az kimse onunla beraber inanmıştı.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
11:40 Sonunda emrimiz gelip de tandır kaynayınca1 (Nuh'a) şöyle demiştik: "Her tür (canlı)dan iki çift2 ile -içlerinden (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçen(ler) dışında- aileni ve iman etmiş olan(lar)ı ona (gemiye) bindir!" (Nitekim) onunla birlikte çok az (kişi)den başkası iman etmemişti.
Dipnot
1- Bu ifade ile Hz. Nuh'un gemisinin buharla çalıştığı kastedilmiş olabilir. Konuyla ilgili ayrıca bkz. Mü'minûn 23:27; Kamer 54:13.
2- Burada sözü edilen "her canlı" ifadesi, günlük hayatta kendilerine gerekli olan ürünlerin elde edildiği kara hayvanları olmalıdır. Burada kastedilen yeryüzündeki bütün canlılar olamaz; çünkü geminin kapasitesi gereği bunun imkânı olmadığı gibi gereği de yoktur. Burada kastedileni bütün canlılar şeklinde anlarsak, o zaman da bu kapsamda yırtıcı hayvanların ve denizlerde yaşayan canlıların gemiye alınmasının istenmediği kolayca kavranabilecektir. Bu durum tıpkı yolculuğa veya herhangi bir işe gitmekte olan birisinin yanındakilere "her şeyi alın" demesi gibidir. Verilmek istenen mesaj ilgili iş için gerekli olanların alınmasıdır, yoksa bütün her şey kastedilmemektedir.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
11:40 Nihayet emrimiz gelip de gök kaynayıp taşınca, kendisine dedik ki: "Her türden birer çifti, daha önce mahkûm edilmiş olanlar hariç, çoluk çocuğunu ve iman edenleri ona yükle." Kendisiyle birlikte gerçeği onaylamış olanlar zaten bir kaç kişiydi.1
Dipnot
1- * ve 44 Nuh'un gemisi, birbirine bağlanmış kütüklerden ibaret basit bir gemiydi (54:13). * Tufan ise, Nuh'un halkıyla, Ölü Deniz bölgesiyle sınırlı idi. Gemiye alınan hayvanlar ise Nuh'a ait çiftlik hayvanlarıydı. Hikayeci din adamları, gemiyi, tufanı ve hayvanların sayısını abartmışlardır.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
11:40 Buyruğumuz gelip tandır kaynamağa1 başladığı zaman, Biz dedik ki: "Her cinsten birer çift2 ve aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar hariç aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok az kimse iman etmişti.
Dipnot
1- Gözenek gözenek sular fışkırmaya başlayınca.
2- Gemiye alınanması istenen hayvanlar yalnızca evcil olan hayvanlardır.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
11:40 Sonunda emrimiz çıktı ve geminin kazanı1 kaynadı. Nuh'a dedik ki "Erkekli dişili her türden birer çifti ve hakkında karar çıkan kişi dışındaki aileni, bir de inanıp güvenenleri gemiye bindir." Pek azı dışında Nuh ile birlikte inanıp güvenen olmamıştı.
Dipnot
1-  هي تنُّور من حديد،
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
11:40 Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve sular kaynayınca, şöyle dedik: "Her türden birer çift ile hakkında yargı verilmiş olanların dışındaki aileni ve inananları ona bindir!" Onunla birlikte inanan, zaten çok azdı.155
Dipnot
155- "Sular kaynayınca" olarak yazdığımız "Faret tennuru" tanımlaması, kimi Kur'an çevirilerinde, "Gök kaynayınca" veya "Tennur kaynayınca" veya "Tandır kaynayınca" veya "Fırın kaynayınca" veya "Geminin kazanı kaynayınca" veya "Fırından su taşıp fışkırınca" biçiminde çevrilmiştir.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
11:40 En nihayet, hükmümüzün vakti gelince tandır kaynadı. (Nuh'a) "Yanına her tür (canlıdan) birer çift al; bir de haklarında hüküm kesinleşmiş olanlar dışında aileni ve iman eden kimseleri (al)" talimatını vermiştik. Zaten onun inancını paylaşan kimseler çok azdı.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
11:40 Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: "Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları." Ama Nuh'la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
11:40 Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
11:40 Nihayet emrimiz gelip de tennür (geminin kazanı) kaynayınca Nuh'a: "Her birinden ikişer çift alıp aleyhinde hüküm geçmiş olanların dışında aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" dedik. Zaten onunla birlikte pek azı dışında kimse iman etmemişti.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
11:40 (Bu böylece devam etti) ta ki, hükmümüz vaki olup da yeryüzünde sular taşkınlar halinde kaynayıp coşuncaya kadar. (Nuh'a): "Her cins (hayvandan) birer çift ve haklarında hüküm verilmiş olanları değil, yalnız aileni ve imana erişenleri gemiye bindir!" dedik, çünkü o'nun inancını paylaşanlar zaten küçük bir topluluktu.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
11:40 Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nuh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki ailen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
11:40 Nihayet emrimiz geldiği ve tennur feveran ettiği vakıt dedik ki: yükle içine her birinden ikişer çift, ve aleyhinde huküm sebketmiş olandan maada ehlini ve iyman edenleri, maamafih pek azından maadası beraberinde iyman etmemişti, dedi
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
11:40 Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular kaynamağa başlayınca, Nuh'a) dedik ki: "Her şeyden ikişer çifti ve aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz haric olmak üzere aileni ve inananları gemiye yükle!" Zaten onunla beraber inanan pek azdı.
Gültekin Onan -
11:40 Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) ve inananları ona bindir." Zaten onunla birlikte çok azından başkası inanmamıştı.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
11:40 Nihayet emrimiz gelib de fırın kaynadığı zaman (Nuha) dedik ki: "Her birinden (her bir neviden erkek ve dişi) ikişer çift ile — aleyhinde söz geçmiş (helakleri takdir edilmiş) olanlar müstesna — aileni ve iman edenleri içine yükle". Zaten onun maiyyetindeki az kimselerden başkası da iman etmemişdi.
İbni Kesir -
11:40 Nihayet buyruğumuz gelip sular kaynamaya başlayınca: Her cinsten birer çifti ve hakkında hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye al, dedik. Zaten onunla beraber pek az kimse inanmıştı.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
11:40 Sonunda emrimiz gelip, yerden sular kaynamağa başlayınca: -Her şeyden ikişer çift aleyhlerinde hüküm verilmiş olan dışında aileni ve iman edenleri ona bindir, dedik. Zaten onun yanında iman etmiş olan kimseler çok azdı.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
11:40 Nihayet emrimiz gelip de tennur kaynadığı zaman Nuh'a dedik ki:"Her hayvan türünden erkekli dişili ikişer eş ile haklarında helak hükmü verilmiş olanları hariç olmak üzere, aileni bir de iman edenleri gemiye al!" Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
11:40 Nihayet hükmümüz geldiğinde ve sular kaynaklardan fışkırıp taştığında dedik ki: "Ona, her cinsten bir çift ile daha önce aleyhlerine hüküm verilmiş olanlar dışında, aileni ve tüm iman etmiş olanları yükle"... Zaten Onunla beraber iman eden çok azdı.