Hud 11:8
وَلَئِنْ أَخَّرْنَا عَنْهُمُ الْعَذَابَ إِلَىٰ أُمَّةٍ مَعْدُودَةٍ لَيَقُولُنَّ مَا يَحْبِسُهُ أَلَا يَوْمَ يَأْتِيهِمْ لَيْسَ مَصْرُوفًا عَنْهُمْ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ
ve şayet geciktirsek onlardan azabı için bir süre sayılı mutlaka derler nedir? onu alıkoyan haberiniz olsun ki gün o geldiği değildir geri çevrilecek kendilerinden ve kuşatır onları şey oldukları onu alaya alıyor(lar)
Ve le in ahharna anhumul azabe ila ummetin ma'dudetin le yekulunne ma yahbisuh, e la yevme ye'tihim leyse masrufen anhum ve haka bi him ma kanu bihi yestehziun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
11:8 Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelersek, elbette,"Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış olacaktır.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
11:8 Onlardan azabı sayılı (belirli) bir süreye1 kadar ertelesek, mutlaka "Onu(n gelmesini) engelleyen nedir?" derler. Dikkat edin! Kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir.2 Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış (olacak)tır.
Dipnot
1- Burada ve Yûsuf 12:45'te geçen [ümmeh] kelimesi "süre, zaman" demektir.
2- Bu ifade azabın ebediliğini göstermektedir.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
11:8 Onlardan azabı belli bir süre için ertelesek, "Onu tutan nedir?" derler. Doğrusu, onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilemez ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
11:8 Eğer, bir ümmet1 için azabı onlardan belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, "Bunu engelleyen şey nedir ki?" derler. Bilesiniz ki, onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez. Alaya aldıkları azap onları kuşatır.
Dipnot
1- Toplum. Amaç ve inanç birliği, ortak değer yargıları ve aynı uygarlığa sahip olan insan topluluğu. Sözcüğün diğer bir anlamı da "yol"dur. Bu yol, amaçlanmış, hedef olarak belirlenmiş yoldur. İnsan soyu. Ümmet, toplum anlamının yanı sıra aynı tür canlı topluluğuna da verilen isimdir. Örneğin kuşlar bir ümmettir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
11:8 Onlara vereceğimiz azabı belli bir süre ertelesek "Onu tutan ne ki?" derler. Şunu bilin ki azap geldiği gün onlardan savılacak değildir. Hafife aldıkları o şey başlarına gelecektir.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
11:8 Ama belirlenmiş bir süreye dek cezayı onlardan ertelesek, kesinlikle, şöyle derler: "Onu önleyen ne?" İyi bilin ki, ceza geldiği gün onlardan uzaklaştırılmayacak ve alay ettikleri şey onları kuşatacaktır.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
11:8 Ve eğer onların cezasını sayılı bir süreye ertelesek, hemen "Onu tutan mı var?" derler. Bakın, o gün geldiğinde, onu onlardan savuşturacak hiçbir güç olmayacak; dahası, alaya aldıkları gerçek onları çepeçevre kuşatacak.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
11:8 Ve eğer onlardan azabı, belirlenmiş bir süreye kadar ertelesek, mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Onu erteleyen de ne?" Gözünüzü açın, azap onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini sarmış olacaktır.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
11:8 Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
11:8 Eğer kendilerinden ilerideki sayılı bir süreye kadar azabı geciktirecek olsak, mutlaka: "Onu ne engelliyor?" derler. Azap onlara geleceği gün, artık kendilerinden çevrilecek değildir ve alay ettikleri şey kendilerini sarmış olacaktır.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
11:8 Ve ayrıca, onların (hak ettiği) azabı (tarafımızdan) belirlenmiş bir vakte kadar ertelesek hemen şöyle derler: "Onun (hemen gerçekleşmesini) önleyen ne?" Bilin ki, o Gün (o sözü geçen azap) onların başına geldiği zaman, onu kendilerinden uzak tutacak hiçbir güç olmayacak; ve alay edip durdukları şey onları kuşatıp bunaltacaktır.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
11:8 Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne alıkoyuyor?" derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
11:8 Ve eğer ilerideki sayılı bir müddete kadar kendilerinden azabı te'hır edersek o vakıt da mutlak şöyle derler: onu ne men'ediyor? O, onlara geleceği gün kendilerinden çevrilecek değildir, ve o istihza ettikleri şey, kendilerini sarmış bulunacaktır
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
11:8 Andolsun onlardan azabı sayılı bir ümmete (belli bir süreye) ertelesek, "Onu tut(up bize gelmesine engel ol)an nedir?" derler. İyi bilin ki, o (azab) başlarına geldiği gün, bir daha onlardan geri çevrilmez ve alay ettikleri şey, kendilerini kuşatmış olur.
Gültekin Onan -
11:8 Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
11:8 Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: "Bunu alıkoyan (sebeb) de ne"? Haberiniz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azab) onları çepçevre kuşatacakdır.
İbni Kesir -
11:8 Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteleyecek olsak mutlaka: Bunu alıkoyan da ne? derler. Dikkat edin, o geldiği gün, onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları mahvedecektir.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
11:8 Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar ertelersek: -O'nu engelleyen nedir? derler. Dikkat edin. Alay ettikleri şey onlara geldiği gün; onlardan hiç ayrılmaz ve onları çepeçevre içine alır.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
11:8 Şayet biz kendilerine azap göndermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: "Bu azabı alıkoyan sebep nedir?" derler. İyi bilin ki o azap başlarına geldiği gün, artık onlardan geriye çevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
11:8 Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler... Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır.