Kehf 18:80
وَأَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا
gelince çocuğa idi onun anası babası mü'min insanlar korktuk onlara sarmasından azgınlık ve küfür
Ve emmel gulamu fe kane ebevahu mu'mineyni fe haşina en yurhikahuma tugyanen ve kufra.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
18:80 "O çocuk ise, onun anne ve babası inanmış kimselerdi. Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korktuk."
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
18:80 Erkek çocuğa gelince, onun ana babası mümin kişilerdi. Onları azdırıp inkâra sürüklemesini uygun görmemiştik.1
Dipnot
1- Burada geçen [haşînâ] fiili yaygın anlamı olan "korkmak" şeklinde tercüme edilirse mesajın anlaşılmasında sorun yaşanması kaçınılmazdır. Çünkü Yüce Allah'ın herhangi bir şeyden korkması kesinlikle söz konusu olamaz. Korkanlar melekler şeklinde kabul edilirse bu defa da meleklerin bir şeylerden korktuğu için bir insanı öldürmesi söz konusu olmaktadır. Konuyu insan (Hızır) şeklinde kabul edince konu tamamen çıkmaza sürüklenmektedir. Çünkü bu Hızır denen şahsiyet bir kişidir; ayetteki ilgili fiil ise çoğul kalıptadır. Oysa pek çok müfessir ve lügat âlimine göre Yüce Allah için kullanılması durumunda bu fiilin "uygun görmemek" anlamı da vardır ki bu anlam bağlama da olaya da uygundur.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
18:80 "Çocuğa gelince, ana babası iki gerçeği onaylayan kişi idi. Taşkınlık ve nankörlük ile o ikisine yük olmasından endişelendik."1
Dipnot
1- * Adolf Hitler sevimli ve görünüşte suçsuz bir çocuktu. Çocukken ölmüş olsaydı çoğu kişi üzülecek ve hatta Tanrı'nın hikmetini sorgulayacaktı. Bu derslerden öğreniyoruz ki her şeyin ardında güzel bir sebep vardır. Adolf Hitler gibi bir caninin yaşatılması ise bir başka sebebe bağlıdır.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
18:80 "Delikanlıya gelince, anne ve babası Mü'min kimselerdi. Onları azgınlığa ve Küfre sürüklemesine rızamız olmadı."1
Dipnot
1- Zor kullanarak, baskı yaparak anne ve babasını azgınlığa ve küfre sürüklemekte oluşunu samimiyetle biliyorduk. Anlaşılan odur ki; söz konusu alim/bilen kul o yörede yaşayan ve yaşadığı toplumda olup bitenlere yakından tanık olan birisidir. Delikanlıyı ve delikanlının anne ve babasına inançlarından dolayı nasıl baskı yaptığını, nasıl zulmettiğini içtenlikle/yakından bilen birisidir. Ayetteki huşu sözcüğü, alim kulun olup bitenleri çok iyi bildiğinden ve bilgisinden emin olduğu anlamındadır. Zaten ayete literal olarak dil bilgisi kuralları açısından da gelecek zaman anlamı verilemez. Çünkü يُرْهِقَهُمَا أَنْ "en yurhikahuma" mastardır ve mastarlar isim grubundan oldukları için şimdiki zaman kipindedirler. Ayet, gelecekte olacak olan bir şeyden değil oluyor olan; olmakta olan bir durumdan söz etmektedir. Ayete gelecekte olacak bir şeymiş gibi anlam verilmesi yanlıştır. Ayrıca ayette geçen haşiye sözcüğünün anlamı korkmak değil, huşudur, yani içtenliktir. En ilkel olanı da dahil, yeryüzünün hiçbir hukuk sisteminde olmayan, gelecekte işlenecek bir suça ceza vermeyi, Allah'ın uygun görmüş olabileceğini varsaymak Allah'a iftira atmaktır.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
18:80 Oğlan çocuğuna gelince, anası babası inanıp güvenmiş (mümin) kimselerdi. Onları azgınlığa ve nankörlüğe sürüklemesinden korktuk.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
18:80 "Delikanlıya gelince; onun anne-babası inanmış kişilerdi. Onları, azgınlığa ve nankörlük etmeye sürüklemesinden korktuk!"
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
18:80 "Gelelim delikanlıya: Onun ebeveyni imanlı kimselerdi; fakat biz onun azgınlık ve sapkınlıkla (ebeveynini) derin acılara boğacağına dair kaygı verici bir bilgiye sahiptik.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
18:80 "Oğlan çocuğa gelince: Onun anası babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkara sürüklemesinden korktuk."
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
18:80 "Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip korktuk."
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
18:80 Oğlana gelince, anne babası mümin kimselerdi. Onun bunları azgınlık ve küfür ile sarmasından korktuk.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
18:80 O genç adam da, -ki anası babası mümin kimselerdi- taşkınlıkları ve inkarcı eğilimleriyle onlara çok derin acılar vereceği yolunda kaygı verici belirtiler görmüştük;
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
18:80 "Çocuğa gelince, anası babası mü'min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk."
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
18:80 Oğlana gelince: ebeveyni mü'minlerdi, onun için bunları tuğyan ve küfrile sarmasından sakındık da
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
18:80 "Oğlana gelince: Onun anası babası mü'min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk."
Gültekin Onan -
18:80 "Çocuğa gelince, onun anne ve babası inançlı kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve küfür zorunu kullanmasından endişe edip korktuk."
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
18:80 "Oğlana gelince: Onun anası da, babası da iman etmiş kimselerdi. Bunun için onları bir azgınlık ve kafirlik bürümesinden endişe etdik de",
İbni Kesir -
18:80 Oğlana gelince; onun anası babası inanmış kimselerdi. Çocuğun onları azdırıp küfre sürüklemesinden korkmuştuk.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
18:80 Gence gelince, onun, anne ve babası mümin idi. Gencin onları azdırıp, küfre sürüklemesinden korktuk.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
18:80 Oğlan çocuğuna gelince: Onun ebeveyni mümin insanlar idi. Bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
18:80 "O küçük erkek çocuğa gelince: Onun ana-babası iki iman eden idi... (Büyüyünce, bürüneceği kişilikle çocuğun) onları taşkınlık ve küfre düşürmesinden ürktük!"