Kehf 18:96
اتُونِي زُبَرَ الْحَدِيدِ حَتَّىٰ إِذَا سَاوَىٰ بَيْنَ الصَّدَفَيْنِ قَالَ انْفُخُوا حَتَّىٰ إِذَا جَعَلَهُ نَارًا قَالَ اتُونِي أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْرًا
bana getirin kütleleri demir o kadar ki aynı seviyeye getirince arasını iki dağın dedi üfleyin! nihayet onu sokunca bir ateş haline dedi getirin bana dökeyim üzerine erimiş katran
Atuni zuberel hadid, hatta iza sava beynes sadafeyni kalenfuhu, hatta iza cealehu naren kale atuni ufrig aleyhi kıtra.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
18:96 "Bana demir kütleleri getirin!" Kütleler iki dağın arasını doldurunca,"Körükleyin!" dedi. Demirler akkor haline gelince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim" dedi.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
18:96 Bana demir kütleleri getirin!" Sonunda dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince "Üfleyin (körükleyin)!" demişti. Onu kor hâline sokunca da "Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim." demişti.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
18:96 "Bana demir kütleleri getirin." Her iki barikatın arasını doldurunca, "Üfleyin!" dedi. Onu bir ateş haline sokunca da, "Getirin, üstüne erimiş bakır dökeyim" dedi.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
18:96 "Bana demir parçaları getirin. İki dağın arası eşit seviyeye gelinceye kadar körükleyin." dedi. Onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin, onun üzerine dökeceğim." dedi.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
18:96 Bana demir parçaları getirin." İki yakası eşitlenince "Ateşi körükleyin" dedi. Demiri ateşe çevirince "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim" dedi.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
18:96 "Bana, demir kütleleri getirin!" İki dağın arasını aynı düzeye getirince, "Körükleyin!" dedi. Ateş durumuna getirince de şöyle dedi: "Bana, erimiş bakır getirin; bunun üstüne dökeceğim!"
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
18:96 (şimdi) bana demir plakalar getirin!" Nihayet iki dik yamaç arasındaki (boşluk) doldurulup düz hale gelince onlara "Körükleyin!" dedi. Sonunda demir akkor halini alınca, "Onun üzerine dökmek için bana ergimiş bakır getirin!" dedi.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
18:96 "Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
18:96 "Bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra:) dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
18:96 Bana demir kütleleri getirin. İki ucu denkleştirdiği vakit: "Körükleyin!" dedi. Demiri bir ateş haline getirince: "Getirin bana üzerine erimiş bakır dökeyim!" dedi.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
18:96 "Bana demir külçeleri getirin!" derken, demir (külçelerini) yığıp, iki yar arasındaki boşluğa doldurunca (onlara) "(Bir ocak kurun ve) körükleyin!" dedi. Nihayet, (demir iyice) kor haline gelince, "Bana ergimiş bakır getirin bunun üzerine dökeyim" dedi.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
18:96 "Bana (yeterince) demir madeni getirin" dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, "körükleyin!" dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, "Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım" dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
18:96 Bana demir kütleleri getirin, tam iki ucu denkleştirdiği vakit körükleyin dedi, tam onu bir ateş haline koyduğu vakit getirin bana dedi: üzerine erimiş bakır dökeyim
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
18:96 "Bana demir kütleleri getirin." (Zu'l-Karneyn) iki dağın arasını (demir kütleleriyle doldurtup dağlarla) aynı seviyeye getirince: "Üfleyin!" dedi. Nihayet o(demir kütleleri)ni bir ateş haline sokunca "Getirin bana, üzerine erimiş katran dökeyim," dedi.
Gültekin Onan -
18:96 "Bana demir kütleleri getirin"; iki dağın arası eşit düzeye gelince "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra) dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
18:96 "Bana demir kütleleri getirin". (O karşılıklı iki dağın) iki yanı tam denkleşdiği vakit "üfleyin" dedi. Nihayet onu (demiri) bir ateş haaline koyduğu zaman da "Getirin bana, dedi, üstüne erimiş bakır dökeyim".
İbni Kesir -
18:96 Bana demir kütleleri getirin. Bunlar iki dağın arasını doldurunca; körükleyin, dedi. Nihayet o, bir ateş haline gelince; bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim, dedi.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
18:96 (95-96) -Rabbimin bana verdikleri, sizinkinden daha hayırlıdır. Bana gücünüzle yardım edin, bana demir kütleleri getirin de sizinle onlar arasına sağlam bir duvar yapayım, dedi. Bunlar iki dağın arasını doldurunca: -Körükleyin, dedi. Sonunda onu ateş haline getirdi. -Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim, dedi.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
18:96 "Demir kütleleri getirin bana!" Zülkarneyn iki dağın arasını demir kütleleriyle doldurtup dağlarla aynı seviyeye getirince: "Körükleyin!" dedi. Tam onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim." dedi.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
18:96 Bana demir kütleleri getirin... Nihayet iki taraf arasını eşitleyince: "Nefhedin = körükleyin" dedi... Ta ki onu (demiri) kor haline getirince, "Getirin bana, üzerine eritilmiş bakır dökeyim" dedi.