Furkan 25:50
وَلَقَدْ صَرَّفْنَاهُ بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُوا فَأَبَىٰ أَكْثَرُ النَّاسِ إِلَّا كُفُورًا
ve andolsun etraflıca anlattık onların aralarında öğüt alsınlar diye ama direnmektedir çoğu insanların ancak inkarda
Ve lekad sarrafnahu beynehum li yezzekkeru fe eba ekserun nasi illa kufura.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
25:50 Gerçek şu ki, düşünüp öğüt almaları için suyu, ülkeler arasında bir nizama göre dağıtmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
25:50 Yemin olsun ki (gerçeği) hatırlasınlar diye bu (gibi gerçekleri) aralarında etraflı bir şekilde anlattık. İnsanların çoğu küfürden başka (bir karşılık vermemekte) direttiler.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
25:50 Öğüt almaları için onu aralarında dağıtıp çevirdik. Ne var ki insanların çoğunluğu nankörlükte diretmektedir.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
25:50 Ant olsun ki Biz, öğüt almaları için onu, onların aralarında paylaştırdık. Ancak insanların çoğu nankörlük etmekte direttiler.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
25:50 Biz o suyu, bilgi sahibi olsunlar(ve bilgilerini kullansınlar) diye halden hale çevirdik1. Ama insanların nankörlüğü bir türlü bırakmaz.
Dipnot
1-   Kaynak suyu, dere suyu  ve deniz oldu. Kar, buz ve buhar oldu. 
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
25:50 Üstelik gerçek şu ki, öğüt alıp düşünmeleri için, değişik biçimlerde Onu açıkladık. Yine de insanların çoğunluğu, yalnızca nankörlük etmekte direniyorlar.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
25:50 Doğrusu Biz, onu (ve bütün bu örnekleri) ayrıntılı bir biçimde açıklayarak insanların önüne koyduk ki düşünüp ders alsınlar diye... Hal böyleyken insanların çoğu yine de yüz çevirmekte, nankörlükte direnmekteler.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
25:50 Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
25:50 Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
25:50 Andolsun ki onu aralarında, düşünsünler ve ibret alsınlar diye evirip çevirmekteyiz. Yine de insanların çoğu dayatmakta ve nankörlükten başkasına yanaşmamaktadır.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
25:50 Gerçek şu ki, Biz bütün bunları insanların gözü önüne hep seregelmişizdir ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar; ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
25:50 Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
25:50 Celalım hakkı için onu aranızda evirip çevirmekteyiz düşünsünler ıbret alsınlar diye yine de nasın ekserisi dayatmakta nankörlükten başkasına yanaşmamakta
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
25:50 Andolsun biz, bu sözü onların aralarında çevirip çevirip anlattık ki öğüt alsınlar. Ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
Gültekin Onan -
25:50 Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu küfredip ayak direttiler.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
25:50 Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inadlarından dönmediler).
İbni Kesir -
25:50 Andolsun ki; düşünüp ibret alsınlar diye onu aralarında evirip çevirmekteyiz. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmişlerdir.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
25:50 Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
25:50 Bu gerçeği, insanların iyice düşünmeleri için Biz, farklı üsluplarla anlatsak da onların çoğu nankörlükten başka bir şey yapmıyorlar.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
25:50 Andolsun ki O'nu (Kuran'ı) onların arasında, tezekkür (hatırlayıp düşünmeleri) için açıkladık da açıkladık... İnsanların çoğunluğu ise hakikati inkar ettiler.