فَاتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ ذَٰلِكَ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يُرِيدُونَ وَجْهَ اللَّهِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
o halde ver akrabaya hakkını ve yoksula ve yolcuya bu daha hayırlıdır için isteyenler yüzünü (rızasını) Allah'ın ve işte onlar başarıya erenlerdir
Fe ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebil, zalike hayrun lillezine yuridune vechallahi ve ulaike humul muflihun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
30:38 Yakın akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da! Bu, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için daha iyidir. Onlar kurtuluşa ereceklerdir.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
30:38 Sen yakınlara, yoksula ve yolda kalmışa hakkını1 ver! Allah'ın rızasını isteyenler için bu, hayırlı olandır. İşte onlar kurtulanların ta kendileridir.
Dipnot
1- Bu cümle infakın, sadakaların ve zekâtın "kâr"dan değil, "mal"dan verilmesi gerektiğinin apaçık delilidir. Benzer mesajlar: En‘âm 6:141; Tevbe 9:103; İsrâ 17:26; Zâriyât 51:19; Me‘âric 70:24.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
30:38 Öyleyse yakınlığı bulunanlara haklarını ver, yoksula ve yolcuya da... ALLAH'ın rızasını dileyenler için bu daha iyidir; onlar başarıya ulaşanlardır.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
30:38 Öyleyse; yakınlara, miskine1 ve yol oğluna2 hakkını ver. Bu, Allah'ın yüzünü3 dileyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Dipnot
1- Çalışacak gücü ve işi olmayan, yerlerde sürünen yoksul, düşkün. Hiçbir şeyi olmayan.
2- "İbnu's-sebili, " deyim olarak "yol oğlu" demektir. Bu deyime, "yolda kalanlar" anlamı verilmesi doğru değildir. Zira sebil, karayolu anlamında "yol" demek değildir. Sebil, bir konuda seçim yapmak anlamında "iki yol" dan birini seçmek yani "tercih edilen yol" demektir. Hakk veya Batıl yoldan birini tercih etmektir. Bu deyimin anlamı "yolda kalanlar" değil, kendisini Allah'ın yoluna adamış olanlardır. Ayrıca yaptığı şey imkansızlık nedeni ile yarım kalan kimselere de denmektedir.
3- Allah'ın yönü, rızası, iradesi, benliği. Tamamıyla Allah'a yönelmek. Allah'ın hoşnutluğu. O'nunla birlikte olma arzusunu.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
30:38 Yakınlara, çaresizlere ve yolda kalanlara hakkını ver. Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için iyi olan budur. Umduklarına kavuşacak olanlar bunlardır.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
30:38 Artık, yakınlara haklarını ver; yoksula ve yolda kalana da. İşte bu, Allah'ın hoşnutluğunu dileyenler için daha iyidir. Kurtuluşa erişenler, işte onlardır.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
30:38 Şu halde yakınlara, yoksullara ve yolda kalmışlara haklarını verin; bu Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır; zira onlar, mutluluğa erecek olanların ta kendileridir.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
30:38 O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da. Allah'ın yüzünü isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir, kurtuluşa erenler.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
30:38 Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
30:38 O halde yakınlığı olana da hakkını ver, yoksula da yolcuya da... Allah'ın yüzünü isteyenler için o daha hayırlıdır; kurtuluşa erenler de işte onlardır.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
30:38 Öyleyse yakınlarınıza, muhtaçlara ve yolculara haklarını verin; bu, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için en doğrusudur: çünkü, mutluluğa erecekler onlardır!
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
30:38 Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
30:38 O halde yakınlığı olana da hakkını ver, miskine de yolcuya da, Allah yüzünü murad edenler için o daha hayırlıdır, felah bulanlar da işte onlardır
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
30:38 Akrabaya, yoksula, yolcuya (zekat ve sadakadan) hakkını ver. Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu, daha hayırlıdır ve onlar başarıya erenlerdir.
Gültekin Onan -
30:38 Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Tanrı'nın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
30:38 Haydi akrıbaya, yoksula, yol oğluna (yolcuya) hakkını ver. Bu, Allahın cemalini (rızaasını) dilemekde olanlar için (her şeyden) hayırlıdır ye onlar korkduklarından emin, umduklarına nail olanların ta kendileridir.
İbni Kesir -
30:38 Akrabaya, yoksula ve yoloğluna hakkını ver. Bu; Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır ve işte onlar; kurtuluşa erenlerdir.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
30:38 Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Kurtuluşa erenler işte onlardır.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
30:38 O halde yakınlarına, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Allah'ın rızasına nail olmak isteyenler için böyle yapmak daha hayırlıdır. Felaha erenler de işte onlardır.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
30:38 Yakınlarınıza hakkını verin; yoksullara ve yolcuya da... Bu, Vechullahı isteyenler için daha hayırlıdır! İşte onlar şartları zorlayarak kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!