Maide 5:117
مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلَّا مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنْتَ أَنْتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنْتَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
ben söylemedim onlara başka şeyden bana emrettiğin onu kulluk edin Allah'a benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan idim onlar üzerine şahid olduğum sürece onların içinde fakat sen beni vefat ettirince sen oldun sen gözetleyen onları ve sen üzerine her şey şahitsin
Ma kultu lehum illa ma emerteni bihi eni'budullahe rabbi ve rabbekum, ve kuntu aleyhim şehiden ma dumtu fihim, fe lemma teveffeyteni kunte enter rakibe aleyhim ve ente ala kulli şey'in şehid.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
5:117 "Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim. 'Benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz' dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde kontrolcü idim. Beni vefat ettirince, artık onlar üzerinde gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkı ile görensin."
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
5:117 "Ben onlara, yalnızca senin bana emrettiğin (şu esası) söyledim: ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin!'1 İçlerinde bulunduğum sürece durumlarına şahittim. Beni vefat ettirince2 artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeye şahitsin.
Dipnot
1- Hz. İsa mahşerdeki sorgulanmasında Yüce Allah'ın kendisine soracağını bildirdiği "Beni ve annemi Allah'ın peşi sıra iki ilah edinin" şeklindeki sözü söylemediğini ifade etmektedir. Hz. İsa kavmine tebliğde bulunurken Yüce Allah'ın kendisine emrettiği şeyi yani tevhidi benimsemeleri gerektiğini onlara tebliğ ettiğini ve bunu da "Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin" cümlesiyle dile getirdiğini bildirmiş olacaktır. Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:51; Meryem 19:36; Zuhruf 43:64.
2- Ayette geçen [teveffeyte] fiili "vefat ettirmek" anlamına geldiği için, bu ayet Hz. İsa'nın da tıpkı diğer bütün önceki insanlar gibi vefat ettirildiğinin apaçık bir delilidir. Burada olduğu gibi [teveffeyte] fiili tek başına veya "ölüm"le ilgili bir kelimeyle kullanıldığında "öldürmek" demektir. Fakat En‘âm 6:60 ve Zümer 39:42'de olduğu gibi [el-leyl] "gece" veya [menâm] "uyku" gibi kelimelerle kullanılırsa, ancak o zaman "uyutmak" anlamına gelmektedir. Buradaki vefat ettirmek fiili çok açık bir şekilde "öldürmek" demektir. Bunu başka şekilde yorumlamak doğru değildir. Hz. İsa'nın vefatı konusunda Âl-i İmrân 3:55 ve Nisâ 4:157-158'de de çeşitli bilgiler verilmektedir. Hz. Muhammed'in öldüğü bu dünyada başkasının sağ kaldığını düşünmek konuyu anlamamaktan veya başka kabulleri vahyin önüne geçirmekten başka bir şey değildir.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
5:117 "Ben onlara ‘Efendim ve Efendiniz olan ALLAH'a hizmet edin' diye bana emrettiğinden başkasını demedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara tanıktım. Canımı aldıktan sonra ise sen onların üzerine gözetleyici oldun. Sen her şeye Tanıksın."
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
5:117 "Onlara, bana emrettiklerinden başkasını söylemedim. Benim ve sizin Rabb'iniz olan Allah'a kulluk edin dedim. Ben içlerinde olduğum sürece onlara gözetleyiciydim. Fakat beni vefat ettirince1 onların üzerinde gözetleyici yalnızca Sen oldun. Ve Sen, Her Şeye Tanıksın."
Dipnot
1- Ayetten de anlaşılacağı gibi İsa Nebi'nin de her insan gibi vefat ettiği açıkça görülmektedir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
5:117 Bana ne emrettiysen onlara onu söyledim. "Benim Rabbim1 ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kul olun" dedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara şahittim. Beni vefat ettirdikten2 sonra onlar, sadece senin gözlemin altındaydılar. Her şeye şahit olan sensin.
Dipnot
1- Sahibi 
2- Allah'ın İsa(as) vefat ettirdiğini "Ey İsa, ben seni vefat ettireceğim, ...." (Ali İmran 3/55) bildiriyor.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
5:117 "Bana verdiğin buyruklardan başka bir şey söylemedim: ‘Hem benim Efendim hem de sizin Efendiniz olan Allah'a hizmet edin!' Aralarında bulunduğum süre içinde onlara tanık oldum. Yaşamıma son verdikten sonra, artık, onların üzerinde, Gözetleyen, Sen oldun. Çünkü Sen, her şeye Tanıksın!"
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
5:117 Ben onlara bana emrettiğin, "Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin!" demekten başka bir şey söylemedim. Ve onların arasında yaşadığım sürece yaptıklarına şahitlik ettim. Fakat ne zaman ki Sen benim canımı aldın, artık onların gözetleyicisi yalnızca Sen oldun. Zaten Sen, her bir şeye ta özünden şahitsin.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
5:117 "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehidsin, bir tanıksın."
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
5:117 "Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın."
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
5:117 Sen bana ne emrettinse, ben onlara sadece onu söyledim. Hep "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin!" dedim. Aralarında bulunduğum müddetçe üzerlerinde kontrolcü idim. Ne zaman ki beni içlerinden aldın, onları gözetleyen yalnız Sen kaldın. Zaten Sen herşeye şahitsin."
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
5:117 Ben onlara (söylememi) emrettiğin şeyden başkasını söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz (olan) Allaha kulluk edin (dedim). Ve onların arasında yaşadığım sürece yaptıklarına şahitlik ettim: Ama Sen bana ölümü verdikten sonra onların koruyucusu yalnız Sen oldun: Zaten Sen her şeye şahitsin.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
5:117 "Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin (dedim.) Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit (ve örnek) idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her şeye hakkıyla şahitsin."
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
5:117 sen bana ne emrettinse ben onlara ancak onu söyledim: hep rabbim ve rabbiniz Allaha kulluk edin dedim ve içlerinde bulunduğum müddetce üzerlerinde şahid idim, vaktaki beni içlerinden aldın üzerlerinde murakıb ancak sen kaldın ve zaten sen her şey'e şahidsin
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
5:117 "Ben onlara: Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, diye senin bana emretmiş olduğundan başka bir şey söylemedim. Ben onların içinde olduğum sürece onları kolladım, fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen (yalnız) Sen oldun. Sen herşeyi görensin.
Gültekin Onan -
5:117 "Ben onlara bana buyurduklarının dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) 'Benim de rabbim, sizin de rabbiniz (olan) Tanrı'ya kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici sendin. Sen herşeyin üzerine şahid olansın."
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
5:117 Ben onlara senin bana emretdiğinden başkasını söylemedim, (dediğim hep şu idi:) "Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allaha kulluk edin. Ben içlerinde bulunduğum müddetçe üzerlerinde bir kontrolcu idim. Fakat vakta ki Sen beni (içlerinden) aldın, üstlerinde nigehban yalınız Sen oldun. (Zaten) Sen (her zaman) her şey'e hakkıyle şahidsin".
İbni Kesir -
5:117 Ben; onlara Senin bana buyuduğundan başkasını söylemedim. Rabbım ve Rabbınız olan Allah'a kulluk edin, dedim. Ben, aralarında bulunduğum sürece üzerlerine şahid idim. Beni öldürdüğünde onların murakıbı Sensin. Sen herşeye şahidsin.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
5:117 Ben onlara "Rabbim ve Rabbimiz olan Allah'a kulluk edin" diye; senin bana emrettiğin dışında bir şey söylemedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit oldum. Beni öldürdüğün zaman da onları sen gözetiyordun. Sen, her şeye şahitsin.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
5:117 (116-118) Hem Allah Teala: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin" dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Haşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbi! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malumundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin." "Ya Rabbi! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakim (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin."
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
5:117 "Onlara: 'Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk bilincine erin' diye senin bana emrettiğinden başka bir şey söylemedim... Ben aralarında bulunduğum sürece üzerlerine şahit idim... Beni vefat ettirdin! Onlar üzerine Rakıyb sen oldun!. . Sensin her şey üzerine şahit!"