Beyyine 98:1
لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنْفَكِّينَ حَتَّىٰ تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ
değillerdi kimseler inkar eden(ler) -nden ehli- Kitap ve müşrikler(den) bırakılacak dek kendilerine gelinceye açık kanıt
Lem yekunillizine keferu min ehlil kitabi vel muşrikine munfekkine hatta te'tiye humul beyyineh.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
98:1 Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar tutumlarından vaz geçecek değillerdi.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
98:1 Beyyine1(apaçık bir elçi) kendilerine gelinceye kadar kitap ehlinden ve müşriklerden bazı nankörler (küfürden) ayrılacak değillerdi.
Dipnot
1- Ayette geçen [el-beyyinetü] kelimesi "açık ve kesin delil" anlamına gelmekte, bir sonraki ayetin işaretiyle bunun "elçi, Hz. Muhammed" olduğu anlaşılmaktadır.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
98:1 Kitap halkının inkarcıları ve putperestler, kendilerine açık delil/kanıt gelmesine rağmen yollarını terketmezler.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
98:1 Kitap Ehli'nden ve Müşriklerden Kafirler1 kendilerine beyyine2 gelmeden ayrılığa düşmüş değillerdi.
Dipnot
1- Kafir, örten demektir. Gerçeğin üzerini örten, nankörlük eden, vahye inanmayan, güvenmeyen ve kabul etmeyen; Allah'ı ve vahyi reddeden kimse. Küfr, İman'ın, emin olmanın, güvenmenin, onaylamanın karşıtıdır.
2- Kanıt içeren; açıklayıcı, açığa çıkarıcı bilgi.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
98:1 Ehl-i kitaptan1 kafir olanlarla müşrikler2, kendilerine o beyyine gelinceye kadar çözülecek değillerdir.3
Dipnot
1-  Kitaplarında uzman olan kişiler
2- Buradaki المشركين kelimesi الضين كفروا üzerine atfedilmiştir. Mecrur olması cerr-i civar sebebiyledir. Yani yakınındaki kelime mecrur olduğu için lafzen mecrur, manen merfudur.
3- وَالْمُشْرِكِينَ kelimesini A'meş والمشركون şeklinde okumuştur. (el-Keşf v'el-beyan – Se'lebi Tefsiri) Bu durumda o ayetin meali şöyle olur: Ehl-i kitaptan kafir olanlarla müşrikler, kendilerine o beyyine gelinceye kadar çözülecek değillerdir.  
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
98:1 Kitap halkının nankörlük edenleri ve ortaklar koşanlar, kendilerine Açık Kanıt gelinceye dek ayrılacak değiller.608
Dipnot
608- "Açık kanıt gelinceye dek ayrılacak değiller." tümcesi, Kur'an çevirilerinde, "İnkarlarından vazgeçecek değiller." veya "Dinlerinden vazgeçecek değiller." veya "Kendi hallerine bırakılacak değiller." veya "Çözülüp ayrılacak değiller." veya "Allah tarafından gözden çıkarılacak değiller." biçiminde çevrilmiştir.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
98:1 İnkarda ısrar edenler, -ister kitap ehline isterse şirki hayat tarzı edinenlere mensup olsunlar- kendilerine hakikatin açık delili gelinceye kadar dışlanacak değillerdi!
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
98:1 Ehlikitap'tan küfre sapanlarla müşrikler, kendilerine beyyine/açık kanıt gelinceye kadar çözülüp ayrılacak değillerdi.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
98:1 Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar, (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
98:1 Kitap verilmiş olanlardan ve müşriklerden o küfredenler, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
98:1 Hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından isterse Allah'tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerine hakikatin açık kanıtları gelmeden (O'nun tarafından) gözden çıkarılacak değillerdir,
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
98:1 Kitap ehlinden inkar edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
98:1 Ehli kitab ve müşriklerden o küfredenler, infilak edecek değildi gelinciye kadar kendilerine beyyine
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
98:1 Kitap ehlinden ve müşriklerden (hakk'ı) tanımayanlar, kendilerine açık kanıt gelinceye dek (halleri üzere) bırakılacak değillerdi (mutlaka kendilerine açıklama gelecekti).
Gültekin Onan -
98:1 Kitap ehlinden ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
98:1 (1-2-3) Kitablardan ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir hüccet, (ya'ni) içinde (kitabların) en doğru (hükümleri) yazılı, (baatıldan azade ve) temiz sahifeleri okuyacak Allahdan bir peygamber gelinceye kadar (guya intizaar edeceklerdi, dinlerinden) ayrılacak değillerdi.
İbni Kesir -
98:1 Kitab ehlinden ve müşriklerden küfredenler, kendilerine apaçık bir huccet gelinceye kadar vazgeçecek değillerdi.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
98:1 Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine açık belgeler gelinceye kadar ayrılanlar olmadılar.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
98:1 Gerek Ehl-i kitaptan, gerek müşriklerden olan kafirler, kendilerine o açık ve kesin delil gelmedikçe, inkarlarından ayrılacak değillerdi.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
98:1 Ehl-i Kitap'tan ve müşriklerden hakikat bilgisini inkar edenler, kendilerine o beyyine gelinceye kadar (sapkınlıklarından) ayrılacak değillerdi.