Tevbe 9:10
لَا يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلًّا وَلَا ذِمَّةً وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُعْتَدُونَ
ne gözetirler karşı bir mü'mine bir yakınlık ne de bir andlaşma ve işte onlardır saldırganlar
La yerkubune fi mu'minin illen ve la zimmeh, ve ulaike humul mu'tedun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
9:10 Bir mümine karşı ne and ne de antlaşma gözetirler. İşte saldırganlar onlardır.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
9:10 Bir mümin hakkında söz ve antlaşma gözetmezler. (Çünkü) onlar, saldıranların ta kendileridir.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
9:10 Gerçeği onaylamış birisi hakkında ne bir akrabalık bağı ne de bir anlaşma gözetmezler; saldırganlar ve haddi aşanlar onlardır.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
9:10 Onlar, bir mü'min hakkında ne bir antlaşma ne de bir yükümlülük gözetirler. İşte saldırganlar, onlardır.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
9:10 Hiçbir inanıp güvenen hakkında ne antlaşma akıllarına gelir ne de onlara karşı sorumlulukları. İşte asıl saldırganlar onlardır.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
9:10 İnananlara karşı, ne bir söz ne de bir sözleşme gözetmezler. Sınırı aşanlar, işte onlardır.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
9:10 Bir mü'min için ne bağlayıcı bir yükümlülük, ne de anlaşma ve yakınlıktan doğan bir sorumluluk gözetiyorlar. İşte böyleleri, haddi aşanların ta kendisidirler.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
9:10 Bir mümin hakkında onlar ne bir yemine saygı gösterirler ne de bir antlaşma şartına. Onlar düşmanlık dolu, azmış kişilerin ta kendileridir.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
9:10 Onlar (hiç) bir mü'mine karşı ne 'akrabalık bağlarını', ne de 'sözleşme hükümlerini' gözetip tanırlar. İşte bunlar, haddi aşmakta olanlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
9:10 Bir mü'min hakkında ne bir ant, ne de hak gözetirler, onlar, öyle mütecavizlerdir.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
9:10 inanan kimseye karşı bu hiçbir sorumluluk, hiçbir koruma yükümlülüğü tanımayarak (işleyip durdukları): doğru yoldan çıkıp çizgiyi aşanlar işte böyleleridir.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
9:10 Bir mü'min hakkında ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
9:10 Bir mü'min hakkında ne bir yemin gözetirler ne bir zimmet, bunlar öyle mütecavizler
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
9:10 Bir mü'mine karşı ne and, ne de andlaşma gözetmezler. İşte saldırganlar onlardır.
Gültekin Onan -
9:10 Onlar (hiç) bir inançlıya karşı ne 'akrabalık bağlarını' ne de 'sözleşme hükümlerini' gözetip tanırlar. İşte bunlar haddi aşmakta olanlardır.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
9:10 Onlar bir mü'min hakkında ne bir yemin, ne de bir vecibe gözetib tanımazlar. Onlar taşkınların ta kendileridir.
İbni Kesir -
9:10 Onlar, hiç bir mü'min hakkında bir vecibe veya yemin gözetmezler. İşte onlar, haddi aşanların kendileridir.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
9:10 Onlar, bir mümin hakkında akrabalık da antlaşma da gözetmezler. İşte onlar taşkınlık edenlerdir.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
9:10 Müminler hakkında ne ahit, ne yemin, ne hukuk, hiçbir şey gözetmezler. Bunlar öyle saldırgan kimselerdir!
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
9:10 Yemin veya koruma sorumluluğu bir iman edene dönük ise, onu uygulamazlar! İşte onlar haddi aşanların ta kendileridir!