Tevbe 9:117
لَقَدْ تَابَ اللَّهُ عَلَى النَّبِيِّ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ فِي سَاعَةِ الْعُسْرَةِ مِنْ بَعْدِ مَا كَادَ يَزِيغُ قُلُوبُ فَرِيقٍ مِنْهُمْ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ إِنَّهُ بِهِمْ رَءُوفٌ رَحِيمٌ
andolsun affetti Allah nebiyi ve Muhacirleri ve Ensarı ona uyan sa'atinde güçlük O zaman iken neredeyse kaymağa yüz tutmuş kalbleri bir kısmının içlerinden yine de tevbesini kabul etti onların çünkü O onlara karşı çok şefkatli çok merhametlidir
Lekad taballahu alen nebiyyi vel muhacirine vel ensarillezinet tebeuhu fi saatil usreti min ba'di ma kade yezigu kulubu ferikın minhum summe tabe aleyhim, innehu bihim raufun rahim.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
9:117 Andolsun ki Allah, Peygambere, içlerinden bir grubun gönülleri az kalsın eğrilmek üzere iken dar zamanda ona tabi olan muhacirlere ve ensara yöneldi. Sonra onların tövbelerini kabul buyurdu. Çünkü O, onları affedendir; onlara merhamet edendir.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
9:117 Şüphesiz ki Allah içlerinden bir grubun kalpleri eğrilmeye yüz tuttuktan sonra, Peygamber'in ve güçlük zamanında ona uyan muhacirlerin ve ensarın tevbesini kabul etmiştir.1 Sonra da onların tevbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz ki O, onlara karşı çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Dipnot
1- Hz. Muhammed'in yaptığı "izin verme hatası"nın sonucunda, bazı müminlerin kalplerinde Tebük Gazvesi'ne karşı bir isteksizlik hissi gelmiş olabilirdi. Bundan dolayı, Yüce Allah hem Hz. Muhammed'in hem de o sahâbîlerin bu kusurunu affettiğini söylemiş olabilir. Ayrıca, insan, ömrü boyunca, ister küçük günahlar kabilinden olsun, ister daha öncelikli olanı terk etmek türünden olsun, birtakım hatalardan kurtulamaz. Bu nedenle, başta Hz. Muhammed olmak üzere, diğer müminler, güçlüklerine ve yorgunluklarına katlanıp, mevsim sıcaklığı ve meyve hasadı zamanı oluşu gibi çeşitli mazeretlere ve sıkıntılara karşı direnç göstererek bu Gazve'ye katılmakla Yüce Allah'ın lütfuna mazhar oldukları ve işledikleri hataların bağışlandığı, çünkü bu büyük fedakârlığın onların diğer hatalarının kefaretini oluşturduğu da düşünülmelidir.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
9:117 ALLAH, peygamberin, göç edenlerin ve yardım edenlerin tövbesini kabul etmiştir. Onlar, içlerinden bir bölümünün neredeyse kalplerinin kaydığı güç anda onu izlemişlerdi. Sonra onların yönelişini (tövbesini) kabul etti. O, onlara karşı çok Şefkatlidir, Rahimdir.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
9:117 Ant olsun ki, Allah, Nebi'nin ve zor şartlarda ona destek olan muhacir ve ensarın tevbelerini1 kabul etti. İçlerinden bir kısmının kalpleri kaymak üzereyken yine de onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı Çok Şefkatli'dir, Rahmeti Kesintisiz'dir.
Dipnot
1- Yaptıkları yanlıştan vazgeçmelerini kabul ederek, hak ettikleri ödülü verdi.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
9:117 Allah, nebinin tevbesi ile zor zamanda ona uyan Muhacir ve Ensardan kalbi kaymak üzere olan bir bölüğün tevbesini kabul etti. Onların tevbesini kabul etti çünkü Allah, onlara karşı çok merhametlidir, ikramı da boldur.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
9:117 Gerçek şu ki, Allah, onların arasından bir kümenin yürekleri kaymak üzereyken, peygambere, göç edenlere ve zorluk zamanında Ona bağlı kalan yardımcılarına pişmanlık olanağı vermişti. Sonra, onların pişmanlıklarını kabul etti. Kuşkusuz, O, onlara karşı, Sevecendir; Merhametlidir.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
9:117 Doğrusu şu ki: Allah, Peygamber'e, (imkanların tükendiği yerden imkanların üretileceği yere göç eden) muhacirlere, (zorluk demlerinde kendi imkanlarını onlarla paylaşan) Ensar'a, üstelik içlerinden bir kısmının kalbinin kaymaya yüz tuttuğu bir durumun ardından, rahmet ve bağışıyla yöneldi. Evet, onların tevbelerini kabul etti; çünkü O'nun sınırsız şefkat ve merhameti, onları da kuşatır.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
9:117 Yemin olsun ki, Allah, içlerinden bir grubun kalpleri kaymaya yüz tuttuktan sonra, peygambere ve o güçlük saatinde ona uymuş olan Muhacirlerle Ensar'a tövbe nasip etmiş, sonra da onların tövbelerini kabul buyurmuştur. Çünkü onlara karşı Rauf ve Rahim'dir.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
9:117 Andolsun Allah, Peygamberin, Muhacirlerin ve Ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi nerdeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
9:117 Andolsun ki, Allah yine peygambere ve o güçlük anında ona uyan muhacirlerle Ensara; içlerinden bir kısmının kalpleri az kalsın eğilecek gibi olmuşken sonra kendilerine tevbelerinin kabulüyle iltifat buyurdu. Gerçekten O, onlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
9:117 Gerçek şu ki, Allah acıması, esirgemesiyle Peygamber'e ve sıkıntılı bir zamanda -hem de içlerinden bir kısmının kalpleri neredeyse kaymak üzereyken- ona bağlı kalıp zulmün ve kötülüğün egemen olduğu diyardan göç edenlere ve Din'e sahip çıkıp ona kol kanat gerenlere teveccüh etti. Sonra, bir kere daha: acıması, esirgemesiyle (Allah) onlara teveccüh etti. Çünkü O, gerçekten onlara karşı çok merhametli ve çok şefkatlidir.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
9:117 Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
9:117 Şanına kasem olsun ki Allah yine lutfetti Peygambere ve o güçlük saatinde ona ittiba' eyleyen Muhacirin ve Ensara ki içlerinden bir kısmının kalbleri az daha eğilecek gibi olmuş iken sonra kendilerine tevbelerinin kabulile iltifat buyurdu, hakıkat o, onlara rauftur, rahimdir
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
9:117 Andolsun Allah, Peygamberi ve o güçlük sa'atinde ona uyan Muhacirleri ve Ensarı affetti. O zaman içlerinden bir kısmının kalbleri kaymağa yüz tutmuş iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
Gültekin Onan -
9:117 Andolsun Tanrı, Peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi nerdeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
9:117 Andolsun ki Allah, peygamberini (muhaarebeden geri kalanlara izin verildiğinden dolayı afvetdiği gibi) içlerinden bir takımının gönülleri hemen hemen eğrilmek üzere iken güdük zamanında ona (o peygambere) ta'bi' olan Muhacirlerle ensaarı da tevbeye muvaffak buyurdu ve sonra onların (bu) tevbelerini kabul eyledi. Çünkü O çok esirgeyici, çok bağışlayıcıdır.
İbni Kesir -
9:117 Andolsun ki Allah, Peygamberin ve güçlük anında ona uyan muhacir ve ensarın tevbelerini kabul etti. İçlerinden bır kısmının kalbleri kaymak üzere iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü O, kendilerine Rauf ve Rahim'dir.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
9:117 Allah, Peygamberin, muhacirin, ensarın; sıkıntılı bir zamanda bir kısmının kalpleri kaymak üzere iken Peygambere uyan kimselerin tevbelerini kabul etti. Tevbelerini, onlara karşı şefkatli ve merhametli olduğu için kabul etmiştir.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
9:117 Allah, Peygamberini savaşa katılmayanlara izin verdiğinden ötürü affettiği gibi, içlerinden bir kısmının kalpleri kaymaya yüz tutmuşken, o güçlük anında, Peygambere tabi olan Muhacirlerle Ensarı da tövbeye muvaffak buyurdu ve sonra onların bu tövbelerini kabul etti.Çünkü O, onlara karşı raufdur, rahimdir (pek şefkatli ve pek merhametlidir).
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
9:117 Andolsun ki Allah, fazlını nasip etti... Hz. Rasullullah'a da, o güçlük saatinde O'na tabi olan muhacirler ile ensara da; içlerinden bir bölümünün kalpleri neredeyse kaymak üzere iken tövbeye (yanlışlarından dönmeye) muvaffak kıldı. Sonra onların tövbelerini kabul etti... O, onlarda Rauf'tur, Rahıym'dir.