Lokman 31:4
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ بِالْاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
onlar ki ayakta tutarlar salatı ve verirler zekatı ve onlar ahirete onlar kesin olarak inanırlar
Ellezine yukimunes salate ve yu'tunez zekate ve hum bil ahıreti hum yukinun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
31:4 Güzeli hayata geçirenler, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
31:4 Onlar namazı kılar, zekâtı verir ve ahirete de kesin bir şekilde inanırlar.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
31:4 Onlar ki salatı gözetirler, zekatı verirler; ahiret hakkında da kuşkuları yoktur.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
31:4 Onlar, salatı ikame ederler ve zekatı yaparlar1. Onlar ahirete kesin olarak iman ederler.
Dipnot
1- Bu terkip: İbadete layık yegane ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah'a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, "şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Namazı kılın, zekatı verin" şeklinde anlam verilen bu terkipteki "vermek" sözcüğünün kök harfleri أَ ت ي (Elif-Te-Ye)  olup, 549 yerde geçmektedir. Ve şu anlamlarda kullanılmıştır: yapmak, vermek, gelmek, getirmek, geçmek, rastlamak, işlemek, varmak, sürdürmek, ortaya koymak, göstermek, gitmek, katılmak, karşılamak ve ulaşmak. Bu sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte, " vermek" anlamına gelen "Âtu" yer alsa da (اتى) atu sözcüğüne, "yapmak" anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan "zekat", verilen bir şey değil, "yapılan" bir şeydir. Kur'an, zekat sözcüğünü "arınmak" anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekat, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
31:4 İyiler namazı kılan, zekatı veren ve Ahirete kesin olarak inanan kimselerdir.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
31:4 Onlar, namazı dosdoğru kılarlar ve zekatı verirler. Sonsuz yaşama da kesin olarak inanırlar.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
31:4 onlar ki namazı hakkını vererek eda ederler, arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli öderler; zira onlar ahirete inananların ta kendisidirler.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
31:4 Ki onlar namazı kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar ahirete de gözle görmüşçesine inanırlar.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
31:4 Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
31:4 ki (onlar) namazı kılar, zekatı verirler, ahirete de kesin inanç edinirler.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
31:4 onlar ki namazlarında kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar: çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir inanç besleyenlerdir.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
31:4 Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
31:4 Ki namazı kılarlar ve zekatı verirler, Ahırete de onlar yakin edinirler
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
31:4 Onlar ki namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.
Gültekin Onan -
31:4 Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete (iman ederler).
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
31:4 (O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekatı verenlerdir. Onlar ahirete yakıyn (ya'ni kati insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir.
İbni Kesir -
31:4 Onlar ki; namaz kılarlar, zekat verirler ve onlar ahirete de yakınen inanırlar.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
31:4 Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete yakinen inananlardır.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
31:4 Onlar namazı hakkıyla ifa ederler, zekatı verirler, ahirete de tam olarak iman ederler.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
31:4 Onlar ki, salatı ikame ederler ve zekatı verirler; onlar sonsuz geleceklerine ikan sahipleridir.