وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَاتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ
güçlendirmiştik onun mülkünü ve kendisine vermiştik hikmet ve ayırd edici konuşma
Ve şededna mulkehu ve ateynahul hikmete ve faslel hıtab.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
38:20 Onun mülkünü güçlendirdik. Kendisine hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
38:20 Onun hükümdarlığını güçlendirmiş, ona hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) ve güzel konuşabilme (özelliği) vermiştik.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
38:20 Yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
38:20 Onun gücünü pekiştirdik. Ona hikmeti1 ve fesle-l hitabı2 verdik.
Dipnot
1- Hikmet, engel olmak demektir. Yanlışa, sapkınlığa engel olma bilgisi, bilgeliği. Sağlıklı düşünme, gerçeği kavrama, doğru yargıda bulunma yetisi. En doğru yöntem. Hikmetin ayrıca yargılama, karar, güçlendirme, sağlamlaştırma, bilme, bilge olma, hakem, hakim, hüküm, hükümdar, hükümet, mahkeme, mahkum, tahakküm, istihkam, gibi anlamları bulunmaktadır.
2- Hakk'ı Batıl'dan ayıran sözü söyleme yeteneği. Etkili hitap etme.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
38:20 İktidarını güçlendirdik. Ona hikmet (doğru karar verme) ve etkili konuşma yeteneği vermiştik.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
38:20 Onun yönetimini güçlendirmiş ve Ona, hem bilgelik hem de etkili bir anlatım yetisi vermiştik.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
38:20 Biz de onun iktidarını sağlama aldık; zira ona adaletle hükmedecek muhakeme ve anlaşmazlıkları sona erdirecek yeteneği vermiştik.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
38:20 Mülk ve yönetimini güçlendirmiştik. Kendisine hikmet ve hakla batılı ayıran söz etme yeteneği vermiştik.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
38:20 Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
38:20 Hem mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
38:20 Biz de (buna karşılık) o'nun otoritesini güçlendirmiş ve kararlarında hikmet ve basiret üzere olmasını sağlamıştık.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
38:20 Biz Davud'un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
38:20 Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hıkmet ve fasl-ı hıtab vermiştik.
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
38:20 Onun mülkünü güçlendirmiştik, kendisine hikmet (peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı batıldan ayırma, davaları çözme) ve açık, güzel konuşma (yeteneği) vermiştik.
Gültekin Onan -
38:20 Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
38:20 Onun mülkünü de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve fasl-ı Kitab verdik.
İbni Kesir -
38:20 Onun mülkünü pekiştirmiş, kendisine hikmet ve kesin söz söyleme hakkı vermiştik.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
38:20 Onun iktidarını güçlendirmiş, ona hikmet ve açık sözlülük vermiştik.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
38:20 Biz onun hakimiyetini güçlendirdik, ona hikmet, nübüvvet, isabetli karar verme ve meramını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
38:20 Onun mülkünü (hükümranlığını) kuvvetlendirdik ve Ona Hikmet (sebepler ilmi) ve Fasl-ul Hitab (doğruyla yanlışı en mantıklı şekilde hemen ayıran muhakeme kuvvesi) verdik.