وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
ve andolsun biz yarattık insanı ve biliriz ne fısıldadığını ona nefsinin çünkü biz daha yakınız ona -ndan şah damarı- şah damarı-
Ve lekad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh, ve nahnu akrebu ileyhi min hablil veridi.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
50:16 Andolsun insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
50:16 Yemin olsun ki insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını bilmekteyiz. Biz ona şah damarından daha yakınız.1
Dipnot
1- Benzer mesajlar: Bakara 2:186; Enfâl 8:24; Hûd 11:61; Vâkı‘a 56:85; Mücâdele 58:7.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
50:16 İnsanı biz yarattık ve onun kendi kendine neyi fısıldadığını iyi biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
50:16 Ant olsun ki insanı Biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını biliriz. Ve Biz ona "habl-i verid"ten1 daha yakınız.
Dipnot
1- Çevirilerde bu sözcüğe "şah damarı" olarak anlam verilmektedir. Bunun insan "anatomisindeki şah damarı" ile bir ilgisi yoktur. Bu deyimle kastedilen şey, insana canlılık veren, onun yaşamasını sağlayan özdür. Bu mecazi bir anlatımdır. Yoksa Allah için mesafe söz konusu değildir. Allah'ın; insana, insanın kendisinden daha yakın olduğu vurgusu yapılmaktadır.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
50:16 İnsanı biz yarattık; içinden neler geçtiğini biliriz. Biz ona sinir uçlarından da yakınız.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
50:16 Oysa gerçek şu ki, insanı, Biz yarattık. Benliğinin ona ne fısıldadığını da Biz biliriz. Çünkü Biz, ona, şah damarından daha yakınız.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
50:16 Doğrusu insanı yaratan Biziz ve iç beninin ona neler fısıldadığını iyi biliriz: zira Biz insana şahdamarından daha yakınız.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
50:16 Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
50:16 Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
50:16 Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i verid'den (şah damarından) daha yakınız.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
50:16 Gerçek şu ki, insanı yaratan Biziz ve onun iç benliğinin ona ne fısıldadığını Biz biliriz çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
50:16 Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
50:16 Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz; nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona "habl-i verid"den daha yakınızdır.
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
50:16 Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz, çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.
Gültekin Onan -
50:16 Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
50:16 Andolsun, insanı biz yaratdık. Nefsinin ona ne vesveseler vermekde olduğunu da biliriz. (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız.
İbni Kesir -
50:16 Andolsun ki; insanı, Biz yarattık ve nefsinin kendisine ne fısıldadığını da biliriz. Biz, ona şah damarından daha yakınız.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
50:16 Andolsun ki insanı biz yarattık. Ona nefsinin ne fısıldadığını da biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
50:16 İnsanı Biz yarattık. Onun için, nefsinin kendisine neler fısıldadığını, neler telkin ettiğini de Biz pek iyi biliriz.Çünkü Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
50:16 Andolsun ki insanı biz yarattık... Ona (bilincinin oluşturduğu) nefsinin vesvese verdiği şeyi (kendini beden kabullenme fikrini) biliriz... Biz ona, şah damarından daha yakınız!