Araf 7:108
وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ
ve (böğründen) çıkardı elini birden o bembeyaz parlayıverdi bakanlar için
Ve neze'a yedehu fe iza hiye beydau lin nazırin.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
7:108 Elini çıkardı. Birdenbire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
7:108 Elini de (koynundan) çıkarmıştı. Bir de ne görsünler, o (eli) bakanlara bembeyaz (görünmüştü).1
Dipnot
1- "Elin beyaz olması" ifadesi, "maddi anlamda bir beyazlık"tan ziyade, "manevi olarak arınmış olma"yı ifade etse gerektir. Tâhâ 20:22 ve Neml 27:12'de de aynı gerçeğe işaret edilmektedir.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
7:108 Elini çıkardı, bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
7:108 Ve elini çıkardığı zaman, eli bakanlar için bembeyaz parlayıverdi.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
7:108 Elini çıkardı, ona bakanlar için bembeyaz oluverdi.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
7:108 Ve elini çekip çıkardığında, o ışıltıyı seyrettiler.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
7:108 Ve elini çıkardı: Bir de baktılar ki, göz kamaştırıcı bir parlaklık!
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
7:108 Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
7:108 (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
7:108 Elini sıyırıp çıkardı, ne baksın; o seyredenlere ışık saçan bembeyaz bir el!
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
7:108 Ve (sonra) elini yukarı kaldırdı: Oo! Bir de baktılar, bembeyaz, ışıl ışıl!
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
7:108 Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
7:108 ve elini sıyırdı çıkardı, ne baksın o bakanlara bembeyaz parlıyor
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
7:108 Ve elini (böğründen) çıkardı, birden o, bakanlar için, bembeyaz parlayan bir şey oldu.
Gültekin Onan -
7:108 (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
7:108 Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temaşa edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el).
İbni Kesir -
7:108 Elini çıkardı, ne görsün; o da bakanlara bembeyaz.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
7:108 Elini koynuna soktu. O şimdi bakanların (gözünü kamaştıran) bembeyaz bir el idi
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
7:108 (107-108) Bunun üzerine Musa, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
7:108 Ve (Musa) elini çekip çıkardı, birden o (el) parlayan beyaz ışık halinde göründü!