بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
2:241 Boşanmış kadınlar için de uygun bir geçim yardımı yapılmalı. Bu, erdemli kişilerin görevidir.
2:243 Sayıları binlerce olduğu halde ölüm korkusuyla yurtlarını terk edenler dikkatini çekti mi? Allah onlara "Ölün," dedi de sonra onları diriltti. Allah insanlara lütuf sahibidir; ancak insanların çoğu şükretmez.
2:245 Kat kat ödenecek güzel bir ödüncü kim Allah'a, sunar? Kısan da açan da Allah'tır. O'na döndürüleceksiniz.
2:246 Şu olay dikkatini çekmedi mi? İsrailoğullarının ileri gelenleri, Musa'dan sonra peygamberlerinden birine, "Bize bir kral atasan da Allah uğrunda savaşsak," demişlerdi. "Ya savaş gerekir de savaşmazsanız?!," demişti. Onlar, "Yurdumuzdan ve çocuklarımızdan uzaklaştırılmış durumda iken neden Allah yolunda savaşmayalım," diye karşılık vermişlerdi. Fakat kendilerine savaş farz edilince pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah zalimleri Bilir.
2:247 Peygamberleri onlara, "Allah size kral olarak Talut'u atadı," dedi. Onlar, "Biz yönetime ondan daha layık olduğumuz halde nasıl olur da üzerimize buyruk sahibi olabilir? Üstelik zengin biri de değil," dediler. O da, "Allah onu üzerinize seçti. Onun bilgi ve beden gücünü arttırdı," dedi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah Cömerttir, Bilendir.
2:248 Peygamberleri onlara: "Onun hükümdarlığının kanıtı, sandığın size gelmesidir. Onda Rabbinizden bir huzur ve Musa ile Harun'un halkının geriye bıraktığı bir kalıntı bulacaksınız. Onu melekler taşımaktadır. İnanıyorsanız bunda sizi ikna edecek bir delil var."
2:249 Talut ordunun kumandasını alınca şunları bildirdi: "Allah sizi bir ırmakla sınayacak. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu tatmayıp sadece eliyle bir yudum alırsa bendendir." Pek azı dışında hepsi ondan içti. O, beraberindeki inananlarla ırmağı geçince, "Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok," dediler. Allah ile karşılaşacaklarına inananlar ise şöyle dediler: "Sayıca az nice bölük, Allah'ın izniyle kalabalık bölükleri yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir."
2:250 Calut ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle dediler: "Rabbimiz, bize direnme gücü ver, ayaklarımızı sağlam tut, inkarcılara karşı bize yardım et."
2:251 Nihayet Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davut Calut'u öldürdü. Allah ona hükümdarlık ve anlayış verdi, ona dilediğini öğretti. Allah insanların bir kısmıyla bir kısmını savmasaydı yeryüzü bozulurdu. Fakat Allah tüm yaratıklara karşı lütuf sahibidir.
2:252 Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz Allah'ın ayetleridir ve elbette sen elçilerden birisin.
2:253 O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk. Örneğin, kimileriyle Allah konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi inandı, kimisi inkar etti. Allah dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, Allah dilediğini yapar.
2:254 İnananlar, ne alışverişin ne dostluğun ve ne de şefaatin (aracılığın) olmadığı gün gelmeden önce size verdiklerimizden dağıtın. İnkar edenler zalimlerdir.
2:255 Allah: O'ndan başka tanrı yoktur, Yaşayandır, Sonsuzdur. Kendisini ne dalgınlık ne de uyuklama tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan kim O'nun katında aracılık edebilir? Onların geçmişini ve geleceğini bilir. Dilediği miktar dışında O'nun bilgisinden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları korumak O'nu yormaz. O Yücedir, Büyüktür.
2:256 Dinde zorlama yoktur. Artık doğruluk, sapıklıktan ayrılmıştır. Kim ki tağutu (despotları ve şeytani doktrinleri) inkar edip Allah'a inanırsa, kopmaz ve sağlam bir bağa yapışmıştır. Allah İşitir, Bilir.
2:257 Allah inananların egemeni ve dostudur; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin dostları ise azgın kişilerdir; onları aydınlıktan karanlığa çıkarırlar. Onlar ateş halkıdır, onlar orada sürekli kalıcıdır.
2:258 Allah kendisine hükümdarlık verdiği halde, İbrahim ile Rabbi hakkında tartışan dikkatini çekmedi mi? İbrahim, "Benim Rabbim O'dur ki diriltir ve öldürür," deyince, "Ben de diriltir ve öldürürüm," demişti. İbrahim, "Allah güneşi doğudan getiriyor. Sen de batıdan getirsene," deyince inkarcı adam şaşırıp kalmıştı. Allah zalim toplumu doğruya iletmez.
2:259 Yahut şu kimse gibisi de (dikkatini çekmedi mi?)... Altı üstüne gelmiş yıkıntı bir kasabaya uğrar ve "Allah bunu ölümünden sonra nasıl diriltebilir," der. Bunun üzerine Allah onu yüz sene ölü bıraktıktan sonra diriltti. "Burada ne kadar kaldın," dedi. "Bir gün yahut günün bir parçası kadar kaldım," dedi. "Hayır, sen yüz yıl kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak hala bozulmamış. Eşeğine de bak. Seni halk için bir delil yaptık. Kemiklere dikkat et, onları nasıl üst üste koyuyor, sonra onlara nasıl da et giydiriyoruz." Durum kendisine aydınlanınca, "Artık Allah'ın her şeye gücü yettiğini biliyorum," dedi.
2:260 İbrahim, "Rabbim, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster," demişti. "Yoksa inanmıyor musun," dedi. "Evet; ancak kalbimi güçlendirmesi için.," dedi. "Dört kuş al ve onları iyice incele (farklı özelliklerini tanı). Sonra her bir dağın üzerine onlardan bir parça yerleştir. Daha sonra onları çağır. Sana hemen gelecekler. Bilesin ki Allah Güçlüdür, Bilgedir ," dedi.