Fetih - 48:14 Göklerin ve yerin yönetimi Allah'a aittir. Dileyeni bağışlar ve dileyeni de cezalandırır. Allah Bağışlayandır, Rahimdir.
11,12...16 ayetleri bağlamında; savaştan geri kalanlar:
Nisa/4:72 İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, "Allah bana iyilik etti de onlarla birlikte şehit düşmedim," der.
Nisa/4:141 Onlar sizi gözetleyip dururlar. Allah'tan size bir zafer geldiğinde, "Biz sizinle birlikte değil miydik," derler. Kazanma sırası inkarcılara gelirse bu sefer, "Biz size destek olarak sizi inananlardan korumadık mı," derler. Diriliş günü, Allah aranızda hüküm verecektir. Allah inkarcılara, inananlar üzerine egemen olma fırsatını vermeyecek.

Kasas/28:57 Dediler ki, "Senin hidayetine uysak yurdumuzdan ediliriz. Onları, katımızdan her çeşit ürünün rızık olarak toplanıp götürüldüğü güvenli ve kutsal bir bölgeye yerleştirmedik mi? Ne var ki çokları bilmez.

Ahzab/33:13 Onlardan bir grup ise, "Yesrib halkı, artık tutunamazsınız; geri dönün," diyordu. Onlardan diğer grup ise, evleri korunduğu halde, "Evlerimiz korumasız kaldı," diyerek peygamberden izin istiyorlardı. Tüm amaçları kaçmak idi.
Ahzab/33:14 Orası işgal edilse ve düşmana katılmaları istenseydi pek tereddüt etmeden onlara katılırlardı.
Ahzab/33:19 Sizinle ilişkilerinde pek cimridirler. Tehlike geldiğinde, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri korkudan dönmüş bir halde sana baktıklarını görürsün. Tehlike geçince de, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler. Bu tip kimseler inanmış değillerdir. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarır. Bu, Allah için kolaydır.

Fetih/48:11 Araplardan geride kalanlar, "Paralarımız ve çoluk çocuğumuz bizi alıkoydu, bizim için bağışlanma dile," diyeceklerdir. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki, "Sizin için bir zarar veya yarar dilerse Allah'ın bu dileğine kim engel olabilir?" Oysa Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır.

Ali İmran/3:166 İki ordu çarpıştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izniyle oldu. İnananlar böylece ayırt edilir.
Ali İmran/3:167 İkiyüzlüler de böylece açığa çıkarılır. Kendilerine, "Gelin, Allah yolunda savaşın ya da katkıda bulunun," denildiğinde, onlar, "Savaştan anlasaydık size katılırdık," dediler. O an onlar imandan daha çok inkara yakın idiler. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Halbuki Allah onların gizlediğini çok iyi biliyor.
Ali İmran/3:168 Onlar oturup, akrabaları için şunu söylediler: "Bize uysalardı öldürülmeyeceklerdi." De ki, "Ölümü kendinizden savın da doğru sözlü olduğunuzu kanıtlayın."
Ali İmran/3:154 Sonra o üzüntünün ardından, içinizden bir grubu sakinleştiren güven dolu bir uykuyu üzerinize indirdi. Bir kısmınız bencilce kendi derdine düşmüş, cahiliye döneminde olduğu gibi Allah hakkında yanlış düşünceler üretiyor ve, "Bu işte bir yetkimiz var mı," diyordu. "Tüm yetki Allah'ındır," de. Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlardı. "Bizim bir yetkimiz olsaydı burada öldürülmezdik," diyorlar. De ki, "Evlerinizde dahi olsaydınız, aranızda ölmesi kararlaştırılanlar devrilecekleri yere doğru sürüneceklerdi." Allah böylece göğüslerinizdekini dener ve kalplerinizdekini arıtır. Allah en gizli düşünceleri bilir.

Tevbe/9:38 Ey inananlar, size ne oldu ki, "Allah yolunda harekete geçin," dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? Ahiret yerine bu dünya hayatına mı razı oldunuz? Dünya hayatının nimetleri ahiret hayatına oranla pek azdır.
Tevbe/9:39 Harekete geçmezseniz sizi acıklı bir azapla cezalandırarak yerinize başka bir toplumu geçirir. Siz O'na asla zarar veremezsiniz. Allah her şeye Gücü Yetendir.
Tevbe/9:40 Siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım etmişti. (Örneğin) kafirler onu, ikinin ikincisi olarak çıkarmışlardı. Hani ikisi mağarada iken, arkadaşına, "Üzülme, Allah bizimle beraberdir," diyordu... Allah ona huzur ve güven indirdi; görmediğiniz ordularla destekleyerek inkarcıların sözünü alçalttı. Yüce olan, yalnızca Allah'ın sözüdür. Allah Üstündür, Bilgedir.
Tevbe/9:41 İster hafif ister ağır olarak savaşa çıkınız. Paralarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edin. Bu sizin için daha iyidir, bir bilseydiniz.
Tevbe/9:42 Yakın bir menfaat ve orta uzunlukta bir yolculuk olsaydı seni izleyeceklerdi; ancak yol onlara uzak geldi. Allah'a yemin edeceklerdir: "Gücümüz yetseydi sizinle birlikte çıkacaktık." Böylece kendilerini mahvediyorlar. Allah onların yalancı olduklarını bilir.
Tevbe/9:43 Allah seni affetti: Doğrular ve yalancılar sana belli olmadan önce neden onlara izin verdin?
Tevbe/9:44 Allah'a ve ahiret gününe inananlar, paralarıyla ve canlarıyla çaba göstermekten (kaçmak için) senden izin istemezler. Allah erdemlileri hakkıyla Bilir.
Tevbe/9:45 Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar senden izin ister. Kalpleri kuşku ile doludur. Onlar kuşkuları içinde bocalamaktadırlar.
Tevbe/9:46 Savaşa çıkmayı istemiş olsalardı, onun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların katkısını istemedi ve onları yüreksiz ve isteksiz yaptı. Kendilerine, "Oturanlarla birlikte oturun!," denildi.
Tevbe/9:83 Sefere çıkma konusunda onlardan bir grubun senden izin isteyecekleri bir fırsatı Allah sana tekrar verse, "Benimle birlikte ebediyen harekata çıkmayacaksınız, ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz, ilk başta oturmayı seçmiştiniz. Öyle ise, geri kalanlarla beraber oturun," de.
Tevbe/9:84 Onlardan ölen birisi için namaz kılma, mezarı başında da durma. Çünkü onlar Allah'a ve elçisine karşı geldiler ve yoldan çıkmışlar olarak öldüler.
Tevbe/9:85 Paraları ve çocukları seni etkilemesin. Allah bunlarla, onları dünyada cezalandırmayı ve canlarının inkarcılar olarak çıkmasını ister.
Tevbe/9:86 "Allah'a inanın, elçisiyle birlikte cihat edin," diye bir sure indiği zaman, onların güçlü ve varlıklı olanları bile senden izin istediler ve, "Bizi bırak oturanlarla beraber olalım," dediler.
Tevbe/9:90 Araplardan özür uyduranlar, izin almak için sana geldiler. Allah ve elçisine yalan söyleyenler böylece oturdular. İnkarcılarına acı bir azap dokunacaktır.
Tevbe/9:91 Allah'a ve elçisine içten bağlı oldukları taktirde, zayıflara, hastalara ve yardım için verecek bir şeyi bulunmayanlara bir ayıplama yoktur. İyi davrananlar kınanamaz. Allah Bağışlayandır, Rahimdir.
Tevbe/9:92 Aynı şekilde, kendilerini bindirmen için sana geldiklerinde, "Sizi bindirecek bir taşıt bulamıyorum," dediğin ve mali yetersizliklerinden dolayı üzüntüden gözlerinden yaş akarak geri dönenler de kınanamaz.
Tevbe/9:93 Yalnız, zengin oldukları halde senden izin isteyenler kınanabilir. Geride kalanlarla birlikte olmayı istediler, Allah da kalplerini damgaladı. Bunun için bilmezler.
Tevbe/9:94 (Savaştan gelip) kendilerine döndüğünüzde size özürler sayarlar. De ki: "Boşuna özür saymayın; size artık inanmayız, Allah durumunuzu bize bildirmiş bulunuyor. Allah ve elçisi sizin işlerinizi görecek ve sonra da gizliyi ve açığı Bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O yaptıklarınız her şeyi size bildirecektir.
Tevbe/9:95 Onlara döndüğünüzde, kendilerinden vazgeçesiniz diye Allah'a yemin ederler. Onlardan vazgeç. Onlar kirlidir. Kazandıklarına karşılık, yerleri cehennemdir.
Tevbe/9:81 Geride kalanlar, Allah elçisinin ardındaki yerlerini beğendiler, Allah yolunda paralarıyla, canlarıyla çaba göstermekten hoşlanmadılar ve: "Bu sıcakta harekete geçmeyin," dediler. "Cehennem ateşi daha sıcaktır," de. Bir anlasalardı!
Tevbe/9:24 De ki: "Ana babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aileniz, kazandığınız paralar, bozuk gitmesinden korktuğunuz iş ve hoşlandığınız evler Allah ve elçisinden ve O'nun yolunda çaba göstermekten daha sevgili ise, Allah emrini getirinceye kadar bekleyiniz." Allah yoldan çıkmış toplumları doğruya iletmez.
Tevbe/9:75 Hatta bazıları, "Bize lütfundan verirse, paramızı yardım için harcayacağız ve dürüst insanlardan olacağız," diye Allah'a söz verdiler.
Tevbe/9:76 Fakat, onlara kendi lütfundan verince, cimrileştiler ve yüz çevirerek döndüler.