Secde 32:9
ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِنْ رُوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ
sonra ona biçim verdi ve üfledi ona -ndan kendi ruhu- ve yarattı sizin için kulak(lar) ve gözler ve gönüller ne kadar az şükrediyorsunuz
Summe sevvahu ve nefeha fihi min ruhihi ve ceale lekumus sem'a vel ebsare vel ef'ideh, kalilen ma teşkurun.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
32:9 Sonra ona güzel bir şekil verip kendi ruhundan üflemiştir. Size kulaklar, gözler ve kalpler vermiştir. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
32:9 Sonra onu şekillendirmiş, ona rûhundan üflemiştir. Sizin için işitme (duyusu), gözler ve kalpler yaratmıştır. Ne kadar da azınız şükrediyor!
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
32:9 Sonra onu biçimlendirip ona ruhundan üfledi. Size işitme ve görme yeteneği ile beyinler verdi; siz pek seyrek şükrediyorsunuz.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
32:9 Sonra onu düzenledi ve ona ruhundan üfledi1. Size duyma yetisi, görme yetisi ve fuad2 verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Dipnot
1- Ruh sözcüğü; "can", vücuda hayat veren cevher" demektir.
2- Fuad, bilmeyi sağlayan öğelerden biri olup idrak etme, algılama, düşünme, akıl yürütme, gönül, yararlı olmak, bir şeye ilgi duymak gibi işlev ve yetenek anlamına gelmektedir. Fuad için kalbin işlevlerinden birisidir denebilir. Fuad, bir uzuv değil, bir uzvun görevidir; duyular yolu ile ortaya çıkan idraktir. Fuad, insana verilen bir nimettir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
32:9 Sonra (organlarını tamamlamış) dengesini kurmuş ve ona ruhundan üflemiş1; (böylece) size dinleme, ileri görüşlü olma (basiret) yeteneği ve gönüller vermiştir. (Bu yetenekleri) Ne kadar az değerlendiriyorsunuz!
Dipnot
1-  Ruh, Allah'ın emrinin içeriğidir.(Bkz:İsra 17/85). Ruhun bedene üflenmesi (sokulması) ile birlikte tüm özellikleri hayvanlarla aynı olan insan bedeninde oluşan yeni bir yapı, ayette açıkça bildirilmiştir. Bunlar basiret(uzak görüşlülük), dinleme (söz yoluyla bilgi aktarımı) ve gönül (duygusal / ruhsal yapı) özellikleridir. Hayvanlar görürler ancak basiretli değillerdir. Hayvanlar iletişim kurarlar ama dinleme (bir konu hakkında görüş alışverişi yapma, sohbet) özellikleri yoktur. Ayrıca gönül (duygusal yapı) de ruhun insana üflenmesi ile oluşan ve çok belirgin şekilde diğer canlılardan insanı ayıran bir özelliktir. Arapçası ‘fuad' olan gönül, duygusal yapı, sağduyu, vicdan gibi çok karmaşık ve tamamiyle insani özelliklerdir. Bugün bile bilim insanlarının üzerinde çok önemli çalışmalar yaptığı bu alan, ilginç bir biçimde Türkçe'de "RUH BİLİMİ", İngilizce'de "PSYCHOLOGY (psikoloji)"  olarak isimlendirilmiştir. Ruhun varlığını temelde reddeden bu bilim dalının, hem Türkçe'de hem de diğer dillerde kendine isim verirken RUH kelimesinden (İngilizcesi psychic: ruhsal,ruhani) vazgeçememiş olması dikkate değer bir ikilemdir. Kendilerine isim verirken kullanıp, çalışmalarını yaparken yok saydıkları bu gerçek nedeniyle, bu alanda, tıp bilimin diğer sahalarına nispeten, aynı hız ve istikrarda bilimsel gelişmeler sağlanamamıştır. Oysa Kur'an, ruh bilimi konusunda çok sayıda bilgi (zikir) içermektedir. Ruh sağlığını korumanın en önemli yolunun kişinin fıtratını koruması (takva) olduğu ve bunun nasıl yapılacağı çok sayıda ayette bildirilmiştir. Yani Kur'an, ruh sağlığının tedavisinden önce korunmasını öğretir. Tedavi olarak ise Kur'an bilgisinin (zikirin) hayata geçirilmesini emreder. Allah, Kur'an'ın da bir ruh olduğunu (Şura 42/52), ve göğüslerimizde olan insan ruhuna şifa olduğunu (Yunus 10/57) bildirmektedir. Ruh bilimciler, mevcut çalışmalarına, Kur'an ayetlerini de dahil ettikleri takdirde, bu alanda çok daha ileri seviyelere gidilebilir. Ruh ve can'nın aynı şey olmadığını en belirgin şekilde bildiren ayet Zümer 39/42'dir.    .
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
32:9 Sonra, onu biçimlendirip, Ruhundan üfledi; duyma yetisi, gözler ve duygular verdi. Ne denli az şükrediyorsunuz?349
Dipnot
349- Allah'ın, Ruhu'ndan üflemesi olgusu, bu ayetle birlikte 15:29 ve 38:72 ayetlerinde insanın yaratılışına yönelik olarak; 21:91 ve 66:12 ayetlerinde ise Meryem'e yönelik olarak bildirilmiştir. Kimi yorumcular, "Allah'ın, Ruhu'ndan üflemesi" olgusunun, "Allah'ın belirlediği ölçülerde bilgiyle donatılması" anlamında olduğunu öne sürmüşlerdir. Allah'ın, insanı biçimlendirip Ruhu'ndan üflemesi konusu, Tevrat, Yaratılış 2:7 ayetinde, şöyle yazılıdır: "Rab Allah, topraktan adamı yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece, adam, yaşayan can oldu."
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
32:9 Daha sonra onu yaratılış amacını gerçekleştirecek bir donanıma sahip kılarak Kendi ruhundan üflemiştir; derken sizi hem işitme ve görme, hem de duygu ve düşünce yetenekleriyle donatmıştır: ne kadar da azınız şükrediyor.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
32:9 Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
32:9 Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
32:9 Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfledi ve sizin için işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı. Siz çok az şükrediyorsunuz!
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
32:9 sonra ona (yaratılış) amacına uygun bir şekil verip Kendi ruhundan üfler; ve (böylece, ey insanoğlu,) sizi hem işitme ve görme (melekeleri) hem de düşünce ve duygularla donatır, (Buna rağmen) ne kadar da az şükrediyorsunuz!
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
32:9 Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
32:9 Sonra onu tesviye edib içine ruhundan nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı, siz pek az şükrediyorsunuz
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
32:9 Sonra ona biçim verdi, ona kendi ruhundan üfledi. Ve sizin için kulak(lar), gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Gültekin Onan -
32:9 Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve yürekler (efideh) var etti. Ne az şükrediyorsunuz?
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
32:9 Sonra onu düzeltib tamamladı. İçine ruuhundan üfürdü. Sizin için kulaklar, gözler, gönüller yaratdı. Ne az şükredersiniz?
İbni Kesir -
32:9 Sonra onu düzeltip tamamlamış ve ruhundan ona üflemiştir. Size de kulaklar, gözler ve kalbler vermiştir. Ne de az şükrediyorsunuz.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
32:9 Sonra ona şekil verip, canlandırdı. Size kulak, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
32:9 Sonra ona en uygun şeklini verdi, ona ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler, gönüller verdi. Ne az şükrediyorsunuz!
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
32:9 Sonra onu (beyini, Esma manalarını açığa çıkaracak şekilde) tesviye etti (nöronların Esma özelliklerini açığa çıkartacak dalga boylarını değerlendirecek şekilde oluşturulması) ve onda kendi ruhundan nefhetti (nefh = üfleme içten dışadır; nefholan yani içten dışa yani beynin data boyutundan açığa çıkarılan Esma manalarının özellikleridir ki, varlık alemindeki "Allah'ın ruhu" diye işaret edilen de budur Allahu alem)... Sizin için sem' (algılama), basarlar (gözler - görme) ve FUADLAR (Esma mana özelliklerini beyne yansıtıcılar - kalp nöronları) oluşturdu... Ne az şükrediyorsunuz (değerlendiriyorsunuz)!