بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
4:61 Kendilerine, "Allah'ın indirdiğine ve elçisine geliniz," dendiğinde, o ikiyüzlülerin (münafıkların) senden alabildiğine kaçtıklarını görüyorsun.
4:62 İşlediklerinin sonucu olarak başlarına bir musibet gelse hemen sana gelerek, "Amacımız ancak iyilik yapmak ve uzlaştırmaktı," diye Allah adına yemin ederler.
4:63 Allah onların kalplerindekini bilir. Onlara aldırma, onları aydınlat, ve kişiliklerini etkileyecek güzel sözler söyle.
4:64 Biz her elçiyi, Allah'ın izniyle sadece kendisine itaat edilsin diye gönderdik. Onlar, kişiliklerine zulmettikleri zaman sana gelip Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlanma dileseydi, elbette Allah'ı Affedici ve Rahim bulacaklardı.
4:65 Hayır, Rabbine and olsun, anlaşmazlıklarında seni aralarında hakem kılmadıkça ve verdiğin kararı, kalplerinde bir burukluk duymadan kabul etmedikçe ve tam teslim olmadıkça inanmış olmazlar.
4:66 "Canınızı adayın" yahut "Yurtlarınızdan çıkın," diye emretmiş olsaydık, pek azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine öğütleneni uygulasalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.
4:69 Allah'a ve elçisine uyanlar, Allah'ın kendilerine iyilikte bulunduğu peygamberler, doğrulayıcılar, şehitler ve salihler ile beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştır.
4:72 İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, "Allah bana iyilik etti de onlarla birlikte şehit düşmedim," der.
4:73 Allah'tan size bir lütuf erişirse sanki önce aranızda hiçbir dostluk yokmuş gibi, "Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım," der.
4:74 Dünya hayatını ahirete değişenler Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır, ölür yahut yenerse, kendisine büyük bir ödül vereceğiz.
4:75 Size ne oldu ki "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden kurtar, bize sahip çık, bize yardım et," diye feryat eden ezilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklara rağmen hâlâ Allah yolunda savaşmıyorsunuz?
4:76 İnananlar Allah yolunda savaşırlar. Kafirler ise azgınların ve despotların yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın; şeytanın planı zayıftır.
4:77 Kendilerine, "Elinizi savaştan çekin, namazı gözetin, zekatı verin," denilenlere dikkat etmedin mi? Kendilerine savaşmaları emredildiğinde, insanlardan Allah'tan korkar gibi, belki daha fazla korkmaya başladılar ve "Rabbimiz, neden bize savaşı yükledin, bizi yakın bir zamana kadar erteleyemez miydin!," dediler. De ki, "Bu dünyanın varlığı azdır, erdemliler için ahiret daha hayırlıdır; en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaksınız."
4:78 Nerede olursanız olun, sağlam kalelerde bile olsanız ölüm sizi yakalar. Başlarına iyi bir şey gelse, "Bu Allah tarafındandır," derler. Kendilerine bir kötülük dokunsa, "Bu senin tarafındandır," derler. De ki, "Hepsi Allah tarafındandır." Bu topluma ne oluyor ki neredeyse hiçbir hadis (söz) anlamıyorlar!
4:79 Sana gelen her iyilik Allah'tan, sana gelen her kötülük ise kendindendir. Seni insanlara elçi olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.
4:80 Elçiye uyan Allah'a uymuş olur. Kim yüz çevirirse çevirsin; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.