Hud - 11:101
Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbin emri geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardıkları tanrıları onları hiç bir şeyden kurtaramadı. Aslında, onların yalnızca ziyanlarını arttırdı.
Kendi kendine zulmeden toplumlara yapılanlar:
Hud/11:96
Musa'yı ayetlerimizle (mucize ve vahyimizle) ve kesin bir yetkiyle gönderdik.
Hud/11:97
Firavun ve konseyine... Ancak onlar Firavun'un buyruğuna uydular. Firavunun buyruğu ise akıllıca değildi.
Hud/11:98
Diriliş gününde halkına öncülük edip onları ateşe sokacaktır. Girdikleri yer ne kötü bir mekandır!
Hud/11:99
Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!
Hud/11:100
Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir.
Hud/11:101
Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbin emri geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardıkları tanrıları onları hiç bir şeyden kurtaramadı. Aslında, onların yalnızca ziyanlarını arttırdı.
Hud/11:102
İşte Rabbin, zulmetmekte olan kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O'nun yakalaması acıdır, çetindir.
Ankebut/29:36
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı... "Halkım, Allah'a kulluk edin, ahiret gününü arayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın,"demişti.
Ankebut/29:37
Onu yalanladılar, nihayet kendilerini bir deprem yakaladı ve evlerinde diz üstü çöküp kaldılar.
Ankebut/29:38
Aynı şekilde, Ad ve Semud'u da... Akibetleri, oturmuş oldukları yerlerden size belli olmaktadır. şeytan işlerini onlara süslü göstererek onları yoldan saptırdı. Halbuki görüp anlayacak yeteneğe sahiptiler.
Ankebut/29:39
Karun, Firavun ve Haman'ı da... Musa, onlara apaçık delillerle gitmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Atlatıp kaçamadılar.
Ankebut/29:40
Hepsini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kimine çılgın bir fırtına gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de boğduk. Onlara zulmeden Allah değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.