Rum - 30:9 Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı? Onlardan daha güçlü idiler, toprağı işlediler ve onlardan daha fazla üretimde bulundular. Elçileri onlara apaçık delillerle gitmişlerdi. Onlara zulmeden Allah değildi;onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
Elçileri ve mesajı yalanlayan toplumların yeryüzünde sonu nasıl olmuş?
Ankebut/29:40 Hepsini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kimine çılgın bir fırtına gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de boğduk. Onlara zulmeden Allah değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.

Şuara/26:139 Böylece onu yalanladılar. Nihayet biz de onları yok ettik. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.
Şuara/26:189 Onu yalanladılar ve sonuç olarak Sayvan Gününün cezası kendilerini yakaladı; müthiş bir günün cezasıydı.

Ankebut/29:37 Onu yalanladılar, nihayet kendilerini bir deprem yakaladı ve evlerinde diz üstü çöküp kaldılar.

Yusuf/12:110 Ne zaman ki elçiler umutlarını kestiler ve kendilerinin yalancı çıkarıldığını sandılar, işte o zaman onlara zaferimiz geldi. Nitekim, dilediğimiz kurtulur. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilemez.

Enfal/8:54 Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.

Ali İmran/3:11 Firavun'un halkı veya onlardan öncekilerin durumu gibi... Ayetlerimizi (vahiy ve mucizelerimizi) yalanladılar ve Allah da onları suçüstü yakaladı. Allah'ın cezalandırması şiddetlidir.

Araf/7:64 Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Onlar kör bir halktı.

Nahl/16:113 Onlara kendilerinden bir elçi geldi, onu yalanladılar. Sonunda, zulmederlerken onları azap yakaladı.

Taha/20:128 Önceki nesillerin yerleşim bölgelerinde dolaşanlar, onları yok edişimizden ders almazlar mı? Bunda akıl sahipleri için işaretler ve kanıtlar vardır.

Hac/22:42 Seni yalanlarlarsa, onlardan önce Nuh, Ad ve Semud halkları da yalanlamışlardı
Hac/22:44 Medyen yerlileri de... Musa dahi yalanlandı. Ben o kafirlere süre tanıdım ve sonra onları hesaba çektim; beni tanımamak da nasılmış!..
Hac/22:45 Nice kentlerin halkını, işledikleri haksızlıklardan ötürü helak ettik. Onlardan arta kalanlar, çökmüş çatılar, terkedilmiş kuyular ve ıssız saraylardı...

Ankebut/29:39 Karun, Firavun ve Haman'ı da... Musa, onlara apaçık delillerle gitmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Atlatıp kaçamadılar.

Rum/30:42 De ki, "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın." Çokları ortak koşanlardı.

Secde/32:26 Kendilerinden önce nice nesilleri yok etmiş olmamız üzerinde hiç düşünmediler mi? Ki şimdi onların yurtlarında dolaşıyorlar. Bunda dersler ve işaretler vardır. İşitmezler mi?

Fatır/35:44 Kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmak için yeryüzünü dolaşmadılar mı? Onlar kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde hiç bir şey Allah'ı aciz bırakamaz. O, Bilendir, Güçlüdür.

Mümin/40:21 Kendilerinden öncekilerin sonucunun nasıl olduğuna bakmak için yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Onlardan daha fazla güce sahiptiler, yeryüzünde daha çok üreticiydiler. Ancak Allah onları günahlarıyla yakaladı. Allah'a karşı onları koruyabilecek yoktur.
Mümin/40:82 Kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmak için yeryüzünü dolaşmazlar mı? Onlardan sayıca daha çok, daha güçlü olup yeryüzünde daha çok üretimde bulunmuşlardı. Ancak, kazandıkları şeyler kendilerini kurtaramadı.
Mümin/40:83 Elçileri apaçık kanıtlarla kendilerine vardıklarında, yanlarındaki bilgiyle gururlandılar. Alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.
Mümin/40:84 Nihayet cezamızı gördüklerinde, "Artık SADECE Allah'a inandık ve ortak koşmuş olduklarımızı inkar ettik," derler-

Muhammed/47:10 Kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmak için yeryüzünü dolaşmazlar mı? Allah onları imha etmiştir ve bu inkarcıları da aynı son beklemektedir.

Kaf/50:36 Onlardan önce, onlardan daha güçlü nice nesilleri yok etmiştik. Ülke ülke dolaşmışlardı; kurtuluşu var mı?