Taha 20:109
يَوْمَئِذٍ لَا تَنْفَعُ الشَّفَاعَةُ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَرَضِيَ لَهُ قَوْلًا
o gün yoktur faydası şefa'atinin başkasının kimseden izin verdiği kendisine Rahman'ın ve hoşlandığı onun sözünden
Yevme izin la tenfauş şefaatu illa men ezine lehur rahmanu ve radıye lehu kavla.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
20:109 "O gün, Rahman'ın izin verdiğinden ve sözünden hoşnut olduğundan başkasının şefaati fayda vermez."
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
20:109 O gün Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğundan başkasına şefaat yarar sağlayamayacaktır.1
Dipnot
1- Bu ayet Enbiyâ 21:28, Zümer 39:43-44 ve Necm 53:26. ayetlerle birlikte okunmalıdır.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
20:109 O gün, kimseden başkasının şefaati (aracılığı) yarar vermez. Rahman'ın izin verdiği ve sözünü uygun gördüğü hariç.1
Dipnot
1- * Kuran, sadece Tanrı'nın kararına uygun olarak konuşanlara söz verileceğini bildirerek, müşriklerin elçilere ve erdemli kişilere yüklediği "kurtarıcı" fonksiyonu reddeder. 2:48; 19:87.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
20:109 İzin Günü1, şefaat fayda vermez. Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse hariç.2
Dipnot
1- "Yevme izin", terkibi, "Sadece Allah'ın belirlediği ilke ve kuralların geçerli olduğu gün, " demektir.
2- Yani, Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseye şefaat/yardım edilecek. Diğer bir anlatımla; ayet, "şefaat edecek" kimselerden değil, kimlere "şefaat edileceğinden" söz etmektedir. Şefaat edilecek, yani bağışlanacak olan kimseler, yüzlerce ayette de ifade edildiği gibi "iman eden ve salihatı yapan" kimseler olacaktır. Ayette sözü edilen, "Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseler, " dünya hayatlarında inanan ve salihatı yapan kimselerden başkası değildir. Diğer bir ifade ile ayet, "torpilin" olacağından değil, olmayacağından söz etmektedir. Bu ayete, çevirilerin büyük bir çoğunluğunda: "O gün, Rahman (olan Allah)'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz." şeklinde anlam verilmektedir. "Birilerinin şefaat edeceği" şeklinde verilen bu anlam kesinlikle bir ön yargının sonucudur ve yanlıştır. Lafız olarak da anlam olarak da birilerinin "şefaat edeceğinden" değil; Allah'ın kimlere şefaat edeceğinden, yani işlerini kolaylaştıracağından, yardım edeceğinden söz edilmektedir. Kur'an, Allah'ın yanı sıra başka birilerinin "şefaat" edebileceği anlayış ve inancını kesin ve açık bir şekilde reddetmektedir. Kur'an'a göre Allah'ın yanı sıra başka birilerinin şefaat edebileceğine inanmak kesinlikle şirktir.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
20:109 O gün şefaat, sadece Rahman'ın onay verdiği ve lehine söz söylenmesini kabul ettiği kişiye fayda sağlar1.
Dipnot
1- Bunlar, günahları sevaplarından çok olduğu halde şirk günahı işlememiş olanlardır. Allah Teala şöyle demiştir: "Tartıları (sevapları) ağır gelen mutlu bir yaşayış içine girer.Kimin de tartıları (sevapları) az olursa onun da anası Haviye olur. Haviye nedir, nereden bileceksin? O, kızgın bir ateştir." Allah, şirk günahı işlememiş olanlara bağışlanma sözü vermiştir. İlgili ayetlerden biri şöyledir: "Allah, kendisine ortak koşulmasını (şirki) bağışlamaz. Bunun altında olan günahları, düzenine uygun gördüğü kişi için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, O'na büyük bir iftirada bulunmuş olur." (Nisa 4/48) Allah'ın koyduğu düzen günahı sevabından çok olanın ceza çekmesidir. Cehenneme gidenlerle ilgili şu iki ayet konuya son noktayı koymaktadır: "Günahkarları, suya koşarcasına cehenneme sevk edeceğiz. (Orada) Rahman'dan söz almış olanlar dışında kimse şefaat hakkına sahip olamayacaktır" (Meryem 19/86-87) Rahman'dan söz alanlar, şirke düşmemiş olanlardır. Şefaat, bunların bir süre cezalarını çektikten sonra bağışlanıp Cennetteki yakınlarının yanına yerleştirilmeleridir.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
20:109 O gün, Bağışlayanın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının ara buluculuğu yarar sağlamaz.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
20:109 O gün, kendisine O rahmet kaynağının geçit verdiği ve sözünden razı olduğu kimselerden başkasına şefaatin hiçbir yararı olmayacak.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
20:109 O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna...
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
20:109 O gün, Rahman (olan Allah)'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
20:109 O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başka, hiç kimsenin şefaati fayda vermez.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
20:109 O Gün, hakkında sınırsız rahmet Sahibi'nin izin verdiği, sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasına kayırmanın, arka çıkmanın bir yararı olmayacaktır.
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
20:109 O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
20:109 O gün şefaat faide vermez, ancak Rahmanın izin verdiği ve sözüne razı olduğu kimse müstesna
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
20:109 O gün Rahman'ın izin verip sözünden hoşlandığı kimseden başkasının şefa'ati fayda vermez.
Gültekin Onan -
20:109 O gün, Rahmanın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
20:109 O gün çok esirgeyici (Allahın) kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaati faide vermez.
İbni Kesir -
20:109 O gün; Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
20:109 O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimselerden başkasına şefaat fayda vermez.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
20:109 O gün, Rahman'ın şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
20:109 O gün şefaat fayda vermez... Sadece Rahman'ın izin verdiği ve sözüne (illa Allah diyen) razı olduğu kimse müstesna!