رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ
erkekler (ki) kendilerini alıkoymaz ticaret ve ne de alışveriş -den zikrin- Allah'ın ve ayağa kaldırmaktan salatı ve vermekten zekat onlar korkarlar günden ters döneceği onda yüreklerin ve gözlerin
Ricalun la tulhihim ticaratun ve la bey'un an zikrillahi ve ikamis salati ve itaiz zekati yehafune yevmen tetekallebu fihil kulubu vel ebsar.
Bayraktar Bayraklı - Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
24:37 Ticaretin ve alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoymadığı delikanlı mü'minler, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
Mehmet Okuyan - Kur’an Meal-Tefsir
24:37 O adamlar, ticaretin de alışverişin de kendilerini Allah'ı hatırlamaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı kişilerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
Edip Yüksel - Mesaj: Kuran Çevirisi
24:37 Kişiler vardır. Onları, ALLAH'ı anmaktan, salatı gözetmekten ve zekatı vermekten ne bir iş ne de bir ticaret alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.
Erhan Aktaş - Kerim Kur'an
24:37 Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah'ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten1 ve zekatı yapmaktan1 alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar.
Dipnot
1- "Salatı ikame etmek, Zekatı yapmak" terkibi, ibadete layık yegane ilah olarak Allah'a inanmak; kulluğu, Allah'a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten arındırılmış bir bilinçle ve arınmış, temizlenmiş arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; yardımlaşmayı, destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Zekat sözcüğü birçok ayette daha temiz, daha iyi, arınmak, temizlenmek, aklanmak, yüceltmek anlamında kullanılmıştır. (Örneğin: 2:151; 3:77; 4:49; 9:103; 19:13; 20:76; 24:21; 35:18; 53:32; 62:2; 80:3; 91:9.) Bkz. 2:43. ayetin dipnotu.
Süleymaniye Vakfı - Süleymaniye Vakfı Meali
24:37 (O ışıktan yararlananlar) Öyle adamlardır ki, onları ne ticaret, ne alış veriş onları Allah'ın zikrinden (Kur'an'dan), namazı tam kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoyabilir. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkarlar.
Ali Rıza Safa - Kur'an-ı Kerim Gerçek
24:37 Ne ticaretin ne de alışverişin; Allah'ın Öğretisinden, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoymadığı kişiler, yüreklerin ve gözlerin ters çevrileceği günden korkarlar.
Mustafa İslamoğlu - Hayat Kitabı Kur’an
24:37 nice yiğitler vardır ki, onları ne ticaret ne bir (başka) kazanç kapısı Allah'ı anmaktan, namazı hakkını vererek eda etmekten ve arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; onlar kalplerin ve gözlerin dehşetle döndüğü günden korkarlar.
Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
24:37 Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alışveriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar.
Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
24:37 (Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) -
24:37 Nice erler ki, ne ticaret, ne de alışveriş kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz; onlar, kalplerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar.
Muhammed Esed - Kur'an Mesajı
24:37 kimseler (vardır ki,) bunları ne ticaret ne de kazanma hırsı Allah'ı anmaktan, salatta devamlı ve duyarlı olmaktan, arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; böyleleri kalplerin ve gözlerin dehşetle döneceği Gün'den korkarlar;
Diyanet İşleri - Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
24:37 (36-37) Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
24:37 Nice erler ki ne ticaret ne beyi' kendilerini zikrullahtan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymaz, kalblerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar
Süleyman Ateş - Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
24:37 Kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymadığı erkekler. (Onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar.
Gültekin Onan -
24:37 (Öyle) Erkekler ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Tanrı'yı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar kalplerin ve gözlerin çevrileceği (tetekallebu )[dehşetten allak bullak olacağı] günden korkarlar.
Hasan Basri Çantay - Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
24:37 (Öyle) adamlar (vardır ki) onları ne bir ticaret, ne bir alış veriş Allahı zikretmeliden, dosdoğru namaz kılmakdan, zekatı vermekden alıkoymaz. Onlar kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği gönden korkarlar.
İbni Kesir -
24:37 Öyle erler ki; ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.
Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
24:37 Ticaretin, alışverişin, kendilerini Allah'ın zikrinden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamadığı adamlar... Onlar, gönüllerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
Suat Yıldırım - Kuran-ı Kerim ve Meali
24:37 (36-37) O nura, Allah'ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdiği evlerde (mescidlerde) kavuşulur. Oralarda, sabah akşam O'nun şanını yücelterek tenzih eden öyle yiğitler vardır ki, ne ticaretler, ne alım ve satımlar onları Allah'ı zikretmekten, namazı hakkıyla ifa etmekten, zekatı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten halden hale döneceği, alt üst olacağı bir günden endişe ederler.
Ahmed Hulusi - Türkçe Kur'an Çözümü
24:37 (Onlar o) Ricaldir ki, kendilerini ne ticaret ne de (dünyevi) alışveriş Allah'ın Zikri'nden (hakikatlerini hatırlamaktan engelleyip), salatın ikamesinden (hakikatini yaşamaktan) ve zekatı vermekten (kendisindekini karşılıksız paylaşmaktan) alıkoymaz! Onlar, kalplerinde (şuurlarında açığa çıkan içsellikteki hakikat) ve gözleriyle görecekleri (afakta müşahede edilecek dışsal gerçeklik) nedeniyle, dönüşülecek süreçten korkarlar.