بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
10:21 Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, ayet ve mucizelerimize karşı hemen bir plan düzenlerler. De ki: "Plan yapmada Allah daha hızlıdır. Elçilerimiz, düzenlediğiniz tüm planları kaydetmektedir."
10:22 Sizi karada ve denizde yürüten O'dur. (Düşünün ki) Gemidesiniz... Bir meltemle yolcuları alıp götürdüğü zaman gemiden memnundurlar. Aniden şiddetli bir fırtınaya yakalanırlar. Her yönden gelen dalgaların arasında tümüyle kuşatıldıklarını sandıkları an, dini sadece Allah'a ait kılarak, "Bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden olacağız," diye yalvarırlar.
10:23 Onları kurtarınca da yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapmaya başlarlar. Ey insanlar, taşkınlığınız kendinize karşıdır. Dünya hayatının geçici zevkine düşkünsünüz; halbuki dönüşünüz bizedir ve yapmış olduğunuz her şeyi size haber veririz.
10:24 Dünya hayatı, tıpkı şu örnek gibidir; gökten indirdiğimiz su insanların ve hayvanların yediği bitkilerin yapısına karışır. Bu durum, yeryüzünün süslenip bezendiği ve halkının da artık doğaya egemen olduklarını sandıkları ana kadar sürer. Nihayet geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelir. Sanki bir önceki gün hiçbir şeye sahip değilmiş gibi onu kökünden biçilmiş bir duruma sokarız. Düşünen bir toplum için ayetleri böyle açıklarız.
10:26 Güzel davrananlara daha fazlası vardır. Yüzlerini ne bir yoksunluk ne de bir aşağılanma duygusu kaplar. Onlar cennet halkıdır. Orada ebedi kalıcıdırlar.
10:27 Kötülük kazananlara ise kötülüğünün aynısıyla karşılık verilir. Yüzlerini bir aşağılanma duygusu kaplar. Allah'tan başka bir koruyucuları yoktur. Yüzleri sanki karanlık geceden bir parçayla bürünmüştür. Onlar ateş halkıdır; onlar orada ebedi kalacaklardır.
10:28 Onları bir araya topladığımız gün, ortak koşanlara; "Siz ve ortaklarınız haydi yerinize!," diyerek birbirlerinden ayırırız. Ortakları ise: "Siz bize kulluk etmiyordunuz," derler.
10:29 "Bizimle sizin aranızda Allah tanıktır ki, biz sizin kulluk etmenizden habersizdik."
10:30 İşte orada her can, geçmişte yapmış olduğunu bulur. Gerçek Mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Uydurdukları (ortaklar) ise kendilerinden uzaklaşıp kaybolur.
10:31 De ki, "Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? İşitme ve görme duyularınızı kim kontrol ediyor? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? Tüm işleri kim yönetiyor?" "Allah," diyecekler. De ki: "Öyleyse neden erdemli davranmıyorsunuz?"
10:32 İşte Gerçek Rabbiniz Allah budur. Öyleyse gerçekten sonra sapıklıktan başka ne kalır? Nasıl da çevriliyorsunuz?
10:33 Yoldan çıkmış olanların inanmayacağına dair Rabbinin sözü işte böyle gerçekleşir.
10:34 De ki, "Ortaklarınızdan hangisi yaratmayı başlatıp tekrarlayabilir?" De ki: "Allah yaratmayı başlatır ve onu tekrarlar. Nasıl da çevriliyorsunuz?"
10:35 De ki "Ortaklarınızdan hangisi gerçeğe ulaştırabilir?" De ki, "Allah gerçeğe ulaştırır. Gerçeğe ulaştıran mı uyulmaya daha yaraşır, yoksa gerçeğe ulaştırılmadıkça gerçeği bulamayan mı? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?"
10:36 Onların çoğu, ancak zanna uyarlar. Zan ise gerçeğin yerini tutamaz. Allah onların yaptıklarını Bilendir.
10:37 Bu Kuran, Allah'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve kitabın (yasaların) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Rabbindendir.
10:38 "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Doğru sözlüler iseniz, buna benzer bir sure getirin ve Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."
10:39 Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve asıl anlamı kendilerine ulaşmadan onu yalanladılar. Kendilerinden öncekiler de böyle yalanladı. Zalimlerin sonuna dikkatle bak.
10:40 Onlardan kimi buna inanır, kimi de inanmaz. Rabbin bozgunculuk yapanları daha iyi bilir.