بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
28:41 Onları, ateşe çağıran önderler kıldık; diriliş gününde de yardım görmezler.
28:42 Bu dünyada onları lanetle yaftaladık, diriliş gününde de aşağılanacaklardır.
28:43 İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
28:44 Musa'ya emri ilettiğimiz zaman sen batı tarafında bulunmuyordun; sen tanık değildin.
28:45 Fakat biz bir çok nesiller yarattık. Üzerinden çok zaman geçti. Sen Medyen halkı arasında bulunup ayetlerimizi okuyor da değildin. Ancak, biz elçiler göndeririz.
28:46 (Musa'ya) Seslendiğimizde Tur'un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar.
28:47 Kendi elleriyle işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde, "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de senin ayetlerine uysaydık ve inananlardan olsaydık," diyemesinler diye...
28:48 Tarafımızdan kendilerine gerçek ulaştığında, "Keşke Musa'ya verilen (mucizeler) in bir benzeri bize de getirilseydi!" dediler. (Aynı kafa yapısına sahip olanlar) daha önce de Musa'ya verilenleri inkar etmemişler miydi? "Birbirini destekleyen iki büyü(kitabı) dır. Biz ikisini de reddediyoruz," dediler.
28:49 De ki, "Doğru sözlü iseniz, Allah katından bu ikisinden daha iyi yol gösteren bir kitap getirin, ben ona uyayım."
28:50 Sana cevap vermezlerse bil ki sadece kuruntularına uyuyorlar. Allah'tan gelen bir yol gösterici olmadan, kuruntularına uyandan daha sapık kim olabilir? Kuşkusuz Allah zalim halkı doğruya iletmez.
28:53 Kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık. Bu, Rabbimizden gelen gerçektir. Zaten ondan önce de müslümanlar idik," derler.
28:54 Onların ödülleri, sabretmelerinden ötürü iki kez verilecektir. Kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz nimetlerden verirler.
28:55 Boş sözleri işittiklerinde ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işimiz bize, sizin işiniz size. Size selam (barış) olsun. Biz cahillerle uğraşmak istemeyiz," derler.
28:56 Sen sevdiğini doğruya iletemezsin. Dilediğini doğruya ileten sadece Allah'tır. Doğruya ulaşmayı hakedenleri en iyi bilen de O'dur.
28:57 Dediler ki, "Senin hidayetine uysak yurdumuzdan ediliriz. Onları, katımızdan her çeşit ürünün rızık olarak toplanıp götürüldüğü güvenli ve kutsal bir bölgeye yerleştirmedik mi? Ne var ki çokları bilmez.
28:58 Kendilerine verilen nimetlere nankörlük eden nice toplumları yok etmişizdir. İşte şunlar, kendilerinden sonra pek az kimse tarafından ikametgah edinilmiş evleridir. Oralara biz varis olduk.
28:59 Rabbin, toplumların merkezine, kendilerine ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe onları yok etmez. Biz, halkı zalim olmayan toplumları asla yok etmeyiz.
28:60 Size verilen her şey, bu dünya hayatının malı ve süsüdür. Allah'ın yanında olanlar ise daha iyi ve süreklidir. Anlamaz mısınız?