Kamer - 54:16          
          
                        Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!           
        
        
          Önceki suçlu toplumlar, elçilerin tehditlerini alaya alarak meydan okudular ve yok edilenlerden oldular:        
      
                  
                    
                      Ahkaf/46:22                    
                  
                  
                                        "Bizi tanrılarımızdan saptırmak için mi bize geldin? Doğru sözlü isen bize söz verdiğini getir bakalım," dediler.                   
                
                
              
                  
                    
                      Ahkaf/46:24                    
                  
                  
                                        Nihayet onun yayılarak vadilerine yönelmiş olduğunu gördüklerinde, "Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur," dediler. Hayır, bu sizin gelmesi için meydan okuduğunuz acı bir azaba sahip bir fırtınadır.                   
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:77                    
                  
                  
                                        Deveyi işkence ederek kestiler ve Rab'lerinin emrine baş kaldırdılar: "Salih, gerçekten elçilerden birisi isen, bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir," dediler.                     
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:78                    
                  
                  
                                        Bunun üzerine, onları o sarsıntı yakaladı; evlerinde dizüstü çöküverdiler.                     
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:28                    
                  
                  
                                        Lutu da gönderdik. Halkına dedi ki: "Sizden önce hiç kimsenin işlemediği boyutta bir günahı işliyorsunuz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:29                    
                  
                  
                                        "Siz erkeklerle cinsel ilişki kuruyor, yolları kesiyor ve toplantılarınızda her kötülüğü işliyorsunuz." Halkının biricik karşılığı, "Doğrulardan isen Allah'ın azabını getir bakalım,"demeleri oldu.                   
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:70                    
                  
                  
                                        Dediler ki: "Sadece Allah'a kulluk edelim ve atalarımızın kulluk/hizmet ettiklerini terk edelim diye mi bize geldin? Doğru sözlü isen bizi kendisiyle tehdit ettiğin şeyi getir bakalım."                   
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:71                    
                  
                  
                                         Dedi ki: "Rabbinizden bir azap ve öfkeye mahkum edilmiş bulunuyorsunuz. Sizin ve atalarınızın uydurduğu ve Allah'ın kendilerine hiçbir güç vermediği isimler konusunda mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyiniz, ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim."                  
                
                
              
                  
                    
                      Araf/7:72                    
                  
                  
                                        Bizden bir rahmet olarak, onu ve onunla birlik olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak inanmayanların da ardını kestik.                  
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:32                    
                  
                  
                                        Dediler ki: "Ey Nuh, sen bizimle tartıştın ve bizimle tartışmayı uzattın. Doğru sözlü isen haydi bizi tehdit ettiğin şeyi getir bakalım."                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:36                    
                  
                  
                                        Nuh'a vahyedildi: "şu ana kadar inanmış olanların dışında artık halkından hiç kimse inanmayacaktır. Onların tavırları seni üzmesin."                   
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:37                    
                  
                  
                                        "Gözetimimiz altında vahyimizle gemiyi yap. Zalimler için bana baş vurma; onlar suda boğulacaklardır."                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:96                    
                  
                  
                                        Musa'yı ayetlerimizle (mucize ve vahyimizle) ve kesin bir yetkiyle gönderdik.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:97                    
                  
                  
                                        Firavun ve konseyine... Ancak onlar Firavun'un buyruğuna uydular. Firavunun buyruğu ise akıllıca değildi.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:98                    
                  
                  
                                        Diriliş gününde halkına öncülük edip onları ateşe sokacaktır. Girdikleri yer ne kötü bir mekandır!                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:99                    
                  
                  
                                        Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:100                    
                  
                  
                                        Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:101                    
                  
                  
                                        Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbin emri geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardıkları tanrıları onları hiç bir şeyden kurtaramadı. Aslında, onların yalnızca ziyanlarını arttırdı.                     
                
                
              
                  
                    
                      Hud/11:102                    
                  
                  
                                        İşte Rabbin, zulmetmekte olan kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O'nun yakalaması acıdır, çetindir.                     
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:30                    
                  
                  
                                        "Rabbim, şu bozguncu topluluğa karşı bana zafer ver,"dedi.                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:34                    
                  
                  
                                        "Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten bir felaket indireceğiz."                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:36                    
                  
                  
                                        Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı... "Halkım, Allah'a kulluk edin, ahiret gününü arayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın,"demişti.                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:37                    
                  
                  
                                        Onu yalanladılar, nihayet kendilerini bir deprem yakaladı ve evlerinde diz üstü çöküp kaldılar.                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:38                    
                  
                  
                                        Aynı şekilde, Ad ve Semud'u da... Akibetleri, oturmuş oldukları yerlerden size belli olmaktadır. şeytan işlerini onlara süslü göstererek onları yoldan saptırdı. Halbuki görüp anlayacak yeteneğe sahiptiler.                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:39                    
                  
                  
                                        Karun, Firavun ve Haman'ı da... Musa, onlara apaçık delillerle gitmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Atlatıp kaçamadılar.                   
                
                
              
                  
                    
                      Ankebut/29:40                    
                  
                  
                                        Hepsini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kimine çılgın bir fırtına gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de boğduk. Onlara zulmeden Allah değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.