بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
11:81 (Melekler) "Ey Lut," dediler, "Biz, Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamazlar. Aileni gecenin bir anında yürüyüşe çıkart, sizden hiç kimse geriye bakmasın; fakat senin karın istisna. Ötekilerin başına gelecek olanlar onun da başına gelecektir. Onların belirlenmiş zamanı sabahtır. Sabah yakın değil mi?"
11:82 Emrimiz gelince onun üstünü altına getirdik, üzerlerine sertleşmiş kat kat taş yağdırdık.
11:84 Medyen'e de kardeşleri şuayb'ı... Dedi ki: "Ey halkım, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur. Ölçüyü tartıyı eksik tutmayın. Sizi refah içinde görüyorum ve sizin için, kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
11:85 "Ey halkım, ölçüyü ve tartıyı adaletle tam uygulayın. Halkın hakkını eksik vermeyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak kötülük işlemeyin."
11:86 "İnanıyorsanız, Allah'ın (helal) bıraktığı, sizin için daha iyidir. Ben sizin üzerinize bekçi değilim."
11:87 Dediler ki: "Şuayb, atalarımızın kulluk/hizmet etmiş olduklarından veya ticaretimizi dilediğimiz gibi çevirmekten vazgeçmemizi, senin namazın mı gerektiriyor? Sen aslında yumuşak huylusun, akıllısın."
11:88 "Halkım," dedi, "Bakın, ya ben Rabbimden kesin bir kanıta sahip isem ve bana kendisinden güzel bir nimet bağışlamışsa...? Sizi bazı şeylerden yasaklamam, size zıt gitmek istediğim için değildir. Ben ancak, gücüm yettiğince ıslah etmek istiyorum. Başarım ancak Allah'tandır. O'na güvendim ve O'na yöneliyorum."
11:89 "Halkım, bana karşı çıkışınız, sakın sizi Nuh halkının, veya Hud halkının, yahut Salih halkının başına gelenler gibi bir felakete uğratmasın. Üstelik, Lut halkı sizden pek uzakta değil."
11:90 "Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Kuşkusuz Rabbim Rahimdir, Sevendir."
11:91 "Şuayb," dediler, "Senin söylediklerinin bir çoğunu anlamıyoruz. Üstelik biz, seni aramızda güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Senin bize karşı herhangi bir üstünlüğün yoktur."
11:92 Dedi ki: "Ey halkım, kabilem size göre Allah'tan daha mı üstündür ki O'na sırt çevirdiniz? Rabbim, sizin tüm yaptıklarınızı Kuşatandır."
11:93 "Halkım, elinizden geleni yapın; ben de yapacağım. Alçaltıcı azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu ileride bileceksiniz. Umutla bekleyin, ben de sizinle birlikte umutla bekliyorum."
11:94 Emrimiz gelince şuayb'ı ve kendisiyle beraber inanmış olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri korkunç gürültü yakaladı; yurtlarında çöküp kaldılar.
11:95 Sanki orada hiç yaşamamışlar gibi... Semud, nasıl yok edildiyse, Medyen de öylece yok edildi.
11:97 Firavun ve konseyine... Ancak onlar Firavun'un buyruğuna uydular. Firavunun buyruğu ise akıllıca değildi.
11:98 Diriliş gününde halkına öncülük edip onları ateşe sokacaktır. Girdikleri yer ne kötü bir mekandır!
11:99 Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!
11:100 Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir.