Sebe - 34:43 Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, "Bu, kesinlikle, sizi atalarınızın kulluk/hizmet etme yolundan saptırmak isteyen bir adamdır." Dahası, "Bu uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir," dediler. İnkarcılar, kendilerine gelen gerçek için, "Besbelli, bu bir büyüdür," dediler.
Atalarını körü körüne izleyenlerin diriliş günü pişmanlığı:
Sad/38:59 "Bunlar sizinle birlikte paldır küldür sürüklenen bir gruptur." (denilince, cehennemdeki liderler:) "Onlar hoş gelmediler. Onlar ateşte yanacaklar."
Sad/38:60 Onlar da derler ki, "Aslında siz hoş gelmediniz. Bizi bu duruma siz soktunuz; ne kötü bir son!"

Ahzab/33:66 Yüzleri ateşte çevrildiği gün, "Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke elçisine itaat etseydik," derler.
Ahzab/33:67 Derler ki, "Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar."

Furkan/25:27 O gün zalim kimse (üzüntüden) elini ısırıp şöyle der: "Keşke, elçi ile birlikte aynı yolu tutsaydım."
Furkan/25:28 "Vay bana, keşke falancayı arkadaş edinmeseydim."
Furkan/25:29 "Beni, bana ulaşan mesajdan saptırdı. Gerçekten, şeytan insanı yarı yolda bırakır."

Sebe/34:31 İnkarcılar, "Biz ne bu Kuran'a ne de ondan öncekilere inanmayız," dediler. Zalimleri, Rab'leri huzurunda duruşma sırasında birbiriyle atışırken bir görseydin! (Öğrenim, araştırma, ekonomik, politik v.b. yönlerden) güçsüzleştirilenler, büyüklük taslamış olanlara, "Siz olmasaydınız biz inanan kişiler olurduk," derler.
Sebe/34:32 Büyüklenenler, güçsüzleştirilen izleyicilerine, "Size hidayet geldikten sonra biz mi sizi saptırdık? Hayır, suçlu olanlar sizdiniz," derler.
Sebe/34:33 Güçsüzleştirilenler, büyüklenenlere, "Asıl sizdiniz. Bizim Allah'a karşı nankörlük göstermemiz ve O'na ortaklar koşmamız için gece gündüz planlar kuruyordunuz." Azabı gördüklerinde içlerinde pişmanlık duyarlar. İnkarcıların boyunlarına prangalar vurmuşuzdur. Yalnız yaptıklarının karşılığını almıyorlar mı?

Araf/7:38 "Sizden önce geçen cin ve insan topluluklarıyla birlikte ateşe girin," dedi. Her ne zaman bir topluluk girdiyse bir öncekine lanet etti. Hepsi oraya vardığında sonrakiler öncekiler için: "Rabbimiz, bizi bunlar saptırdı. Bunlara ateşten bir kat daha fazla azap ver," dediler. "Hepsi için iki kat vardır. Ancak bilmezsiniz," dedi.
Araf/7:39 Öncekiler sonrakilere, "Sizin bize bir üstünlüğünüz yoktur. Kazandıklarınızdan ötürü azabı tadın," dediler.

İbrahim/14:21 Hepsi Allah'ın huzuruna durduklarında. Zayıflar, büyüklük taslamış olanlara: "Biz sizin izleyicileriniz idik. Bizi Allah'ın azabından bir parça kurtarabilir misiniz," dediler. Onlar da: "Allah bize bir yol gösterseydi biz de size gösterirdik. Artık sızlansak da dayansak da bizim için birdir, kaçıp kurtulacak bir yerimiz yok."
İbrahim/14:22 Karar yayımlandıktan sonra şeytan onlara şöyle dedi: "Allah size gerçeği söz verdi, ben ise size söz verdim ve sözümden caydım. Benim sizin üzerinize herhangi bir gücüm yoktu; ben sizi çağırdım, siz de bana katıldınız. Bundan dolayı beni kınamayın, yalnızca kendinizi kınayın. Ne siz beni kurtarabilirsiniz ne de ben sizi kurtarabilirim. Beni ortak koşmanızı zaten önce de inkar etmiştim. Zalimler için acı bir azap vardır.

Saffat/37:27 Dönüp birbirlerini sorgularlar.
Saffat/37:28 "Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz," derler.
Saffat/37:29 Derler ki, "Aslında siz inanmış kimseler değildiniz."
Saffat/37:30 "Bizim sizin üzerinizde her hangi bir gücümüz yoktu. Aksine siz azmış bir topluluktunuz."
Saffat/37:31 "Rabbimizin hakkımızdaki sözü gerçekleşti, artık tadacağız."
Saffat/37:33 Böylece, o gün onlar azabta ortaktırlar.

Mümin/40:47 Ateşte tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslamış olanlara, "Biz sizin izleyicileriniz idik, öyleyse bu ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler.
Mümin/40:48 Büyüklük taslamış olanlar, "Hepimiz onun içindeyiz. Allah kulları arasında artık hüküm vermiştir," derler.

Fussilet/41:29 İnkar edenler, "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en alçak olanlardan olsunlar," derler.