Yunus - 10:21 Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, ayet ve mucizelerimize karşı hemen bir plan düzenlerler. De ki: "Plan yapmada Allah daha hızlıdır. Elçilerimiz, düzenlediğiniz tüm planları kaydetmektedir."
Kendisine lutfedilene sevinen, sonrasında nankörlük eden insanlar:
Yunus/10:12 İnsana bir zarar dokundu mu, yanı üzerine yatarken veya ayaktayken veya oturmuşken bizi çağırır. Ona zarar veren şeyi kendisinden giderdik mi, sanki kendisine dokunan o zarardan dolayı bizi hiç çağırmamış gibi davranır. Sınırı aşanlara, yaptıkları işler işte böyle süslü gösterilir.

Hac/22:11 İnsanlardan öyleleri var ki Allah'a koşullu olarak kulluk eder. İşleri yolunda gidince sevinir; ancak başına bir bela gelince yüzünü çevirir. Böylece dünyayı da ahireti de kaybeder. Gerçek kayıp işte budur.

Fussilet/41:51 İnsana bir nimet verdik mi, yüz çevirip yan çizer. Başına bir kötülük geldiğinde ise yalvarıp durur.

Zümer/39:49 İnsana bir kötülük dokunduğu zaman bizi çağırır; ancak ona bir nimet verdiğimiz zaman ise: "Bu, bana bilgimden dolayı verilmiştir," der. Aslında o bir testtir, ne var ki çokları bilmez

Fussilet/41:49 İnsan, iyilik istemekten bıkmaz. Ancak kendisine bir kötülük dokunduğunda umutsuzdur, kötümserdir.
Fussilet/41:50 Sıkıntısının ardından, kendisine bizden bir rahmet tattırsak, "Bu bana aittir. Dünyanın sonunun da geleceğini sanmam. Rabbime döndürülürsem de O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır," der. İnkarcılara, yapmış olduklarının gerçek niteliğini elbette haber vereceğiz. Çetin bir azaptan tattıracağız onlara.

İsra/17:83 İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer. Kendisine kötülük dokununca da umutsuzluğa düşer

Hud/11:9 İnsana kendimizden bir rahmet tattırsak ve sonra ondan çekip alsak, umutsuzlaşır, nankörleşir.
Hud/11:10 Kendisine dokunan zararlardan sonra ona nimetler tattırsak, "Kötülükler benden gitti," der. Bu kez sevinçlidir, kibirlidir.

Şura/42:48 Yüz çevririrlerse, biz seni onlara bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece bildirmektir. Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman onunla sevinir; ama kendi yaptıklarının bir sonucu olarak başlarına bir kötülük gelse, o zaman insan nankörleşir.

Kasas/28:77 "Allah'ın sana verdiği nimetlerle, dünyadaki payını unutmadan ahiret yurdunu ara. Allah sana nasıl iyilikte bulunmuşsa sen de iyilikte bulun. Yeryüzünde bozgunculuk yapmayı arama. Allah bozguncuları sevmez."
Kasas/28:78 Dedi ki, "Tüm bunlar bana, bilgi ve becerimden dolayı verildi." Ondan önce, kendisinden daha büyük bir güce ve sayısal çoğunluğa sahip nice nesilleri Allah'ın yok ettiğini bilmezmi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.

Kehf/18:32 Onlara iki adamın örneğini ver: Birisine, etrafını hurma ağaçlarıyla çevirip aralarına başka ekinler bitirdiğimiz iki üzüm bahçesi vermiştik.
Kehf/18:33 Aralarına bir ırmak yerleştirdiğimiz için, her iki bağ da yemişini hiç esirgemeden cömertçe vermişti.
Kehf/18:34 Artık bir ürüne sahipti! Nitekim, sohbet ettiği arkadaşına, "Ben senden daha zenginim ve daha fazla adama sahibim," dedi.
Kehf/18:35 Böylece nefsine zulmederek bağına girdi ve "Bunun yok olacağını hiç sanmıyorum," dedi.
Kehf/18:36 "Dünyanın sonunun da geleceğini sanmıyorum. Rabbime döndürülürsem de orada daha iyisini bulurum.
Kehf/18:37 Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Seni topraktan, ufak bir damladan yaratıp seni bir adam biçimine sokan Rabbini mi inkar ediyorsun?
Kehf/18:38 "Bana gelince... O Allah benim Rabbimdir, ben Rabbime hiç bir şeyi ortak koşmam.
Kehf/18:39 "Bağına girerken, 'Bu Allah'ın bir bağışıdır (Maşallah), kuvvet ancak Allah iledir (La kuvvete illa billah)' demen gerekmez miydi? Senden daha az para ve çocuğa sahip olduğumu görüyor olabilirsin ama
Kehf/18:40 "Rabbim, belki senin bahçenden daha iyisini bana verir ve olur ki bahçene gökten bir felaket gönderir de kupkuru bir toprağa dönüşür.
Kehf/18:41 "Yahut suyu dibe çöker de bir daha su bulamazsın."
Kehf/18:42 Derken, ürünü yok edildi. Çardakları üzerine yığılmış olan bağına verdiği emekten ötürü matem tutmaya ve "Keşke Rabbime ortak koşmasaydım," demeye başladı.
Kehf/18:43 Allah'tan başka kendisine yardım edecek bir destek bulamadı. Kendini de kurtaramadı.

Araf/7:189 O sizi bir tek nefisten (aynı genetik özellikten) yarattı. Ondan da eşini yarattı ki dinginlik bulsun. Eşine yaklaşınca, hafif bir yükle yüklendi ve onunla gezindi. Yükü ağırlaşınca her ikisi Rab'leri Allah'a: "Bize kusursuz bir çocuk verirsen şükredenlerden olacağız," diye yalvardılar.
Araf/7:190 Onlara kusursuz bir çocuk verince, O'nun kendilerine verdiği bu hediyeyle ilgili olarak O'na ortaklar koşmaya başladılar. Allah onların ortak koştukları her şeyden çok yücedir.

Nahl/16:53 Size ulaşan her nimet Allah'tandır. Nitekim, bir sıkıntıya uğradığınızda sadece O'na yalvarırsınız.
Nahl/16:54 Ne var ki, sizden o sıkıntıyı kaldırdığı zaman, sizden bir grup hemen Rab'lerine ortak koşmaya başlar,

Ankebut/29:65 Gemiye bindikleri zaman, dini sadece Allah'a ait kılarak O'nu çağırırlar. Ne zaman ki onları denizden kurtarırız ortak koşmaya tekrar başlarlar.