بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
18:81 "İstedik ki Rab'leri onun yerine kendilerine ondan daha temiz ve merhametli birini versin."
18:82 "Duvar ise kentteki iki öksüze aitti. Duvarın altında onlara ait bir hazine vardı. Babaları da erdemli birisiydi. Rabbin diledi ki onlar büyüyüp tam güçlerine kavuştuktan sonra Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini ortaya çıkarsınlar. Bunları kendi irademle yapmadım. İşte bunlar, dayanamadığın şeylerin açıklamasıdır."
18:83 Sana, iki nesil kadar yönetime sahip olan kişiden sorarlar. De ki, "Size ondan bir öğüt ve hatırlatma aktaracağım."
18:86 Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. "Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran," dedik.
18:87 Dedi ki, "Kim haksızlık ederse onu cezalandıracağız, Rabbine döndürülünce de onu görülmemiş bir cezaya çarpacaktır."
18:88 "İnanıp erdemli davranana gelince, ona güzel bir ödül vardır. Ona kolaylık göstereceğiz."
18:90 Uzak doğuya varınca, güneşi, kendilerini güneşten koruyacak herhangi bir şeye sahip olmayan bir topluluk üzerine doğar buldu.
18:93 İki seddin arasına varınca, ötesinde, nerdeyse söz anlamayan bir topluluk buldu
18:94 Dediler ki, "Ey İki Nesle Sahip Olan (Zül Karneyn), Yecuc ve Mecuc yeryüzünde kötülük işliyorlar. Bizimle onların arasında bir engel koyman için sana bir vergi ödeyebilir miyiz?"
18:95 Dedi ki, "Rabbimin bana verdikleri daha iyidir. Bana gücünüzle yardım edin de sizinle onların arasına bir duvar kurayım."
18:96 "Bana demir kütleleri getirin." Her iki barikatın arasını doldurunca, "Üfleyin!," dedi. Onu bir ateş haline sokunca da, "Getirin, üstüne erimiş bakır dökeyim," dedi.
18:98 "Bu, Rabbimden bir rahmettir," dedi. "Rabbimin belirlediği an gelince onu paramparça eder. Rabbimin sözü gerçektir."
18:99 O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız.