44:21
"Bana inanmıyorsanız, bari beni yalnız bırakın."
وَاِنْ لَمْ تُؤْمِنُوا ل۪ي فَاعْتَزِلُونِ
|
44:22
Ve, "Bunlar suçlu bir topluluk,"diye Rabbine yalvardı.
فَدَعَا رَبَّهُٓ اَنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ قَوْمٌ مُجْرِمُونَ
|
44:23
"Kullarımla geceleyin yola çık. Siz izleniyorsunuz."
فَاَسْرِ بِعِبَاد۪ي لَيْلاً اِنَّكُمْ مُتَّبَعُونَۙ
|
44:24
"Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur."
وَاتْرُكِ الْبَحْرَ رَهْواًۜ اِنَّهُمْ جُنْدٌ مُغْرَقُونَ
|
44:25
Onlar geride neler bırakmışlardı: Bahçeler, pınarlar,
كَمْ تَرَكُوا مِنْ جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۙ
|
44:26
Ekinler ve yüksek makamlar,
وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَر۪يمٍۙ
|
44:27
Ve içinde sefa sürdükleri nice nimetler...
وَنَعْمَةٍ كَانُوا ف۪يهَا فَاكِه۪ينَۙ
|
44:28
Böylece hepsini başka bir topluluğa miras bıraktık.
كَذٰلِكَ۠ وَاَوْرَثْنَاهَا قَوْماً اٰخَر۪ينَ
|
44:29
Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.
فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَٓاءُ وَالْاَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَر۪ينَ۟
|
44:30
İsrailoğullarını alçaltıcı zulümden kurtarmıştık;
وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ مِنَ الْعَذَابِ الْمُه۪ينِۙ
|
44:31
Firavun'dan. O, azgın bir diktatör idi.
مِنْ فِرْعَوْنَۜ اِنَّهُ كَانَ عَالِياً مِنَ الْمُسْرِف۪ينَ
|
44:32
Tüm halkın arasından özellikle onları seçtik.
وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلٰى عِلْمٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَۚ
|
44:33
Ve onlara, açık bir sınav olarak mucizeler verdik.
وَاٰتَيْنَاهُمْ مِنَ الْاٰيَاتِ مَا ف۪يهِ بَلٰٓؤٌا مُب۪ينٌ
|
44:34
Şunlar da diyorlar ki:
اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَيَقُولُونَۙ
|
44:35
"Sadece bir kez ölürüz; dirilecek değiliz."
اِنْ هِيَ اِلَّا مَوْتَتُنَا الْاُو۫لٰى وَمَا نَحْنُ بِمُنْشَر۪ينَ
|
44:36
"Doğru sözlüler iseniz, atalarımızı geri getirin."
فَأْتُوا بِاٰبَٓائِنَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
|
44:37
Onlar mı, yoksa Tubba' halkı ve onlardan öncekiler mi daha iyidir? Suçlu oldukları için onları yok etmiştik.
اَهُمْ خَيْرٌ اَمْ قَوْمُ تُبَّعٍۙ وَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۜ اَهْلَكْنَاهُمْۘ اِنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِم۪ينَ
|
44:38
Biz, gökler, yer ve aralarındakileri oyun eğlence için yaratmadık.
وَمَا خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِب۪ينَ
|
44:39
Biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. Ne var ki onların çoğu bilmezler.
مَا خَلَقْنَاهُمَٓا اِلَّا بِالْحَقِّ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
|
44:40
Hepsi Karar Günü topluca buluşacaklardır.
اِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ م۪يقَاتُهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ
|