Araf - 7:41 Onlar için cehennemden bir yatak ve üstlerinde de bir örtü vardır. Zalimleri işte böyle cezalandırırız.
Allah'ın ayetlerini alaya alıp, inkar edenler:
Bakara/2:87 Musa'ya kitabı verdik ve ondan sonra art arda elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. Hoşunuza gitmeyen bir şeyle ne zaman size bir elçi geldiyse büyüklük taslamadınız mı? Nitekim, bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürdünüz.

Saffat/37:35 Kendilerine "La ilahe illa Allah" denildiğinde büyükleniyorlardı.
Saffat/37:36 "Tanrılarımızı deli bir şair için mi terkedeceğiz?" diyorlardı.

Nisa/4:46 Yahudilerin bir kısmı kelimelerin anlamını değiştirir ve "İşittik ancak kabul etmiyoruz," veya "Sözünüz sağır kulağa giriyor" veya dinle alay etmek için dillerini eğip bükerek, "Raina (çobanımız ol)," derler. Onlar, "İşittik ve itaat ettik," "Dinliyoruz" ve "Bizi gözet," deselerdi kendileri için daha iyi ve daha doğru olurdu. Ne var ki Allah inkarlarından ötürü onları lanetlemiştir. Çokları inanmaz.

Enam/6:25 Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkarcılar, "Bu ancak bir efsanedir," der.
Enam/6:93 Allah adına yalan uydurandan ve kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde, "Bana vahyediliyor," diyenden ve " Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim," diyenden daha zalim kim olabilir! Can çekişmesi anında zalimleri bir görsen! Melekler, ellerini uzatmıştır: "Canınızı verin! Allah hakkında gerçek olmayanı söylemenizden ve onun ayetlerini (vahyini ve mucizelerini) kibir ve gururla karşılamanızdan dolayı bugün utanç verici azapla cezalandırılacaksınız. "

Araf/7:146 Yeryüzünde haksız yere büyüklenenleri mucizelerimden çevireceğim. Her türlü mucizeyi de görseler inanmazlar. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Zira onlar ayetlerimizi yalanladılar ve aldırış etmediler.

Enfal/8:31 Ayetlerimizi dinledikleri zaman, "İşittik," diyorlardı, "İstesek biz de bunun bir benzerini getiririz. Bu, geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değil."

Yunus/10:15 Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, bize kavuşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kuran getir, yahut onu değiştir!," derler. De ki: "Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben yalnız bana vahyedilene uyarım. Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım."

İsra/17:45 Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz.
İsra/17:46 Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık koyarız. Rabbini yalnızca Kuran'da andığın zaman nefretle geriye dönerler
İsra/17:47 Seni dinlerlerken nasıl işittiklerini ve kendi aralarında konuşurlarken zalimlerin, "Siz sadece büyülenmiş bir adamı izliyorsunuz," dediklerini iyi biliyoruz.
İsra/17:48 Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar

Meryem/19:73 Kendilerine ayetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman inkar edenler inananlara, "Hangimiz daha gönençli ve hangimiz sayısal üstünlüğe sahiptir," derler.

Hac/22:72 Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, inkarcıların yüzünde inkarcılığı okursun. Kendilerine ayetlerimizi okuyanların üzerine neredeyse saldıracaklardır. De ki, "Bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Ateş! Allah onu kafirlere vadetmiştir. Ne kötü bir sonuçtur!"

Furkan/25:43 Arzusunu tanrı edinen kişiyi gördün mü? Sen mi ona avukatlık edeceksin?
Furkan/25:44 Onların çoğunun gerçekten işittiklerini yahut anladıklarını mı sanıyorsun? Onlar sadece çiftlik hayvanları gibidir; hayır, yolca daha da sapıktırlar.

Rum/30:52 Sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı duyurabilirsin.

Lokman/31:6 İnsanlardan bazısı var ki, halkı bilgisizce Allah'ın yolundan saptırmak ve onu hafife almak için temelsiz hadislere sarılırlar. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Lokman/31:7 Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki onu hiç işitmemiş gibi, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklenerek ardını döner. Ona acıklı bir azabı müjdele.

Sebe/34:43 Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, "Bu, kesinlikle, sizi atalarınızın kulluk/hizmet etme yolundan saptırmak isteyen bir adamdır." Dahası, "Bu uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir," dediler. İnkarcılar, kendilerine gelen gerçek için, "Besbelli, bu bir büyüdür," dediler.

Saffat/37:14 Bir delil gördüklerinde onu alaya alıyorlar.
Saffat/37:15 Derler, "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir."
Saffat/37:16 "Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı, biz mi diriltilecekmişiz?"

Fussilet/41:44 Onu yabancı dilde bir Kuran kılsaydık, "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi?" diyeceklerdi. İster yabancı dil, ister Arapça olsun, de ki, "O, inananlar için (dilleri sözkonusu olmaksızın) bir rehber ve şifadır. İnanmayanların ise kulaklarında ağırlık vardır. Onlara sanki uzak bir yerden sesleniliyor gibi onlara kapalıdır."

Casiye/45:25 Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğunda, "Doğru sözlü iseniz atalarımızı geri getirin," demekten başka delilleri yoktur.
Casiye/45:31 İnkar edenlere gelince: "Ayetlerimiz size okunmuş ve siz de büyüklenip suçlu bir topluluk olmamış mıydınız?"
Casiye/45:32 Kendilerine Allah'ın sözünün bir gerçek ve Saat'in kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, "Saat'in ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz," derdiniz.
Casiye/45:33 Yaptıkları kötülükler kendilerine görünecek ve alay etmekte oldukları şey onları kuşatıp avlayacaktır.

Ahkaf/46:7 Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, kendilerine gelen gerçeğe karşı çıkanlar, "Bu, açıkça bir büyüdür," dediler.

Kalem/68:15 Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Efsane" der.

Mutaffifin/83:12 Onu ancak azgın günahkarlar yalanlar.
Mutaffifin/83:13 Kendisine ayetlerimiz iletildiğinde, "Efsane" derdi.

İnşikak/84:21 Onlara Kuran okunduğunda neden kabul etmiyorlar?