Büruc - 85:12 Doğrusu, Rabbinin yakalaması pek çetindir.
Allah'ın Şiddetli Yakalayışı ve Kaçışın Mümkünsüzlüğü:
Kıyame/75:10 O gün insanoğlu, "Kaçacak yer nerede?" der.

Mümin/40:32 "Halkım, sizin için Toplanma Gününden korkuyorum."
Mümin/40:33 "O gün arkanızı dönüp kaçacaksınız; ancak sizi Allah'tan koruyacak yoktur. Allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz."

Fussilet/41:47 Saatın (dünyanın sonunun) bilgisi O'nun katındadır. O'nun bilgisi olmadan ne meyveler kabuklarından çıkabilir, ne de bir dişi gebe kalır veya doğum yapar. "Hani benim ortaklarım nerede?" diye onlara seslendiği gün, onlar: "Hiçbirimizin buna şahitlik etmediğini sana arzederiz," derler.
Fussilet/41:48 Daha önce yardım için çağırdıkları (dine ortak koştukları kişiler) onlardan uzaklaşmıştır. Artık kaçacak bir yerleri olmadığını anlarlar.

Duhan/44:16 Asıl o büyük yakalama ile yakaladığımızda öc alırız.
Duhan/44:47 Onu yakalayın ve cehennemin ortasına sürükleyin.
Duhan/44:48 Sonra başına kaynar su azabından dökün.
Duhan/44:49 "Tad bakalım; sen çok üstün ve şerefliydin!"
Duhan/44:50 "Bu, işte kuşkulanıp durduğunuz şeydir."

Hâkka/69:25 Kitabı solundan verilenlere gelince, onlar, "Keşke kitabım bana verilmeseydi," der,

Nahl/16:77 Göklerin ve yerin gizemleri Allah'a aittir. Saat, (dünyanın sonu) bir göz kırpması kadar veya daha kısadır. Allah her şeye Gücü Yetendir.

İsra/17:51 "Yahut sizce imkansız görünen bir biçime girin, farketmez." Buna karşılık, "Bizi kim geri döndürecek," diyecekler. De ki: "Sizi ilk önce kim yarattıysa O!" Sonra başlarını sallayıp, "Peki ne zaman," diyecekler. De ki: "Belki düşündüğünüzden daha yakın..."

Ahzab/33:63 Halk senden Saat'i (dünyanın son saatini) soruyor. De ki, "Onun bilgisi Allah'ın katındadır; ne bilirsin, belki de o saat yakındır."

Şura/42:17 O Allah ki kitabı gerçek ve adaletle indirmiştir. Ne bilirsin, belki Saat (dünyanın sonu) yakındır.

Kamer/54:50 Buyruğumuz göz kırpması gibi anidir.


Nebe/78:40 Biz, sizi yakın bir azap ile uyarmış bulunuyoruz. O gün kişi yapmış olduklarına bakar ve inkarcı ise, "Keşke toprak olsaydım!" der.

Alak/96:15 Doğrusu, buna son vermezse, yakalarız perçeminden,

Kehf/18:52 "Ortaklarım olduğunu ileri sürdüğünüz kişileri çağırın," diye emrettiği gün, onları çağırırlar da onlar kendilerine karşılık vermezler. Onların arasına bir öfke ve nefret uçurumu koymuşuzdur.
Kehf/18:53 Suçlular ateşi gördüler ve içine düşeceklerini anladılar; ondan kaçacak bir yer de bulamadılar.