Ahkaf - 46:20 İnkarcılar cehenneme sunulduğu gün, "Dünya hayatında tüm güzel şeylerinizi boşa harcayıp onların zevkini sürdünüz. Yeryüzünde haksız yere büyüklenmenizin ve yoldan çıkmanızın karşılığında bugün alçaltıcı azabı göreceksiniz."
Büyüklük taslayanların genel özellikleri ve sonları:
Yasin/36:14 Onlara iki elçi göndermiştik, ikisini de yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü biriyle desteklemiştik. "Biz size gönderilen elçileriz," demişlerdi.
Yasin/36:15 Dediler ki, "Siz de bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz. Rahman ise hiçbir şey indirmemiştir. Siz yalan söylüyorsunuz."

Mülk/67:8 Neredeyse öfkeden patlayacak! İçine her ne zaman bir grup atılsa, oranın gardiyanları, "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sordular.
Mülk/67:9 Onlar da dediler ki, "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve, 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız,' dedik."

Enam/6:130 Ey cinler ve insanlar topluluğu, size, ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşmanız konusunda sizi uyaran sizden elçiler gelmedi mi? "Kendimize karşı tanığız," dediler. Dünya hayatı onları aldattı ve inkarcı olduklarına dair kendi kendilerine karşı tanıklık ettiler.

Casiye/45:8 Kendisine okunan Allah'ın ayetlerini işittikten sonra, sanki onları hiç işitmemiş gibi büyüklük taslayarak direniyor. Onu acı bir cezayla müjdele.
Casiye/45:9 Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

Furkan/25:60 Onlara, "Rahman'a secde edin," dendiği zaman, "Rahman da neymiş? Senin bize karşı savunduğun şeye mi secde edeceğiz?" derler. Ve bu, ancak onların nefretini arttırır.

Saffat/37:35 Kendilerine "La ilahe illa Allah" denildiğinde büyükleniyorlardı.
Saffat/37:36 "Tanrılarımızı deli bir şair için mi terkedeceğiz?" diyorlardı.
Saffat/37:37 Doğrusu, o, gerçeği getirmiş ve elçileri doğrulamıştır.
Saffat/37:38 Siz elbette acı azabı tadacaksınız.

Enam/6:93 Allah adına yalan uydurandan ve kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde, "Bana vahyediliyor," diyenden ve " Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim," diyenden daha zalim kim olabilir! Can çekişmesi anında zalimleri bir görsen! Melekler, ellerini uzatmıştır: "Canınızı verin! Allah hakkında gerçek olmayanı söylemenizden ve onun ayetlerini (vahyini ve mucizelerini) kibir ve gururla karşılamanızdan dolayı bugün utanç verici azapla cezalandırılacaksınız. "

Meryem/19:73 Kendilerine ayetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman inkar edenler inananlara, "Hangimiz daha gönençli ve hangimiz sayısal üstünlüğe sahiptir," derler.

Müminun/23:45 Sonra biz, Musa'yı ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir yetki ile gönderdik.
Müminun/23:46 Firavun ve ileri gelen takımına... Ancak onlar büyüklendiler. Onlar küstah bir topluluk olmuştu.
Müminun/23:47 "O ikisinin halkı bize kölelik ederken şimdi biz tutup bizim gibi iki insana mı inanalım," dediler.

Furkan/25:21 Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bize ya melekler inmeli, yahut Rabbimizi görmeliyiz!," dediler. Kendi kendilerine büyüklük taslamışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdi.

Mümin/40:56 Hiç bir delile sahip olmadan Allah'ın ayetleri hakkında seninle tartışanların göğüslerinde, erişemiyecekleri bir büyüklenme vardır. Öyleyse Allah'a sığın. O İşitendir, Görendir.

Casiye/45:31 İnkar edenlere gelince: "Ayetlerimiz size okunmuş ve siz de büyüklenip suçlu bir topluluk olmamış mıydınız?"
Casiye/45:32 Kendilerine Allah'ın sözünün bir gerçek ve Saat'in kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, "Saat'in ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz," derdiniz.

Ahkaf/46:20 İnkarcılar cehenneme sunulduğu gün, "Dünya hayatında tüm güzel şeylerinizi boşa harcayıp onların zevkini sürdünüz. Yeryüzünde haksız yere büyüklenmenizin ve yoldan çıkmanızın karşılığında bugün alçaltıcı azabı göreceksiniz."

Nuh/71:1 "Kendilerine acı azap gelmezden önce halkını uyar," diye Nuh'u halkına gönderdik.
Nuh/71:2 Dedi ki “Ey halkım! Doğrusu, sizin için bir uyarıcıyım; apaçık."
Nuh/71:3 "Allah'a kulluk edin, O'nu sayın ve beni izleyin."
Nuh/71:4 "Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz, Allah'ın verdiği süre gelince ertelenmez; bir bilseydiniz.
Nuh/71:5 Dedi ki, "Rabbim, ben halkımı gece gündüz çağırdım."
Nuh/71:6 "Ne var ki, çağrım onların kaçışını arttırmaktan başka şeye yaramadı."
Nuh/71:7 "Her ne zaman senin onları bağışlaman için onları çağırdıysam parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına örttüler, direndiler, büyüklendikçe büyüklendiler."

Bakara/2:87 Musa'ya kitabı verdik ve ondan sonra art arda elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. Hoşunuza gitmeyen bir şeyle ne zaman size bir elçi geldiyse büyüklük taslamadınız mı? Nitekim, bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürdünüz.

Nisa/4:172 Ne Mesih, ne de yakın melekler Allah'ın kulu olmayı küçüklük saymaz. Kim O'na kulluğu küçük görür de büyüklük taslarsa, bilsin ki O, onların hepsini huzuruna toplayacak.
Nisa/4:173 İnanıp erdemli davrananların ödüllerini eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazla verecektir. Küçümseyip kibirlenenleri ise acıklı bir azapla cezalandıracak. Kendilerine Allah'tan başka ne bir sahip ve ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

Araf/7:35 Adem oğulları, size içinizden elçiler gelip size ayetlerimi bildirdikleri zaman dinleyip kendilerini düzeltenlere ne bir korku vardır ne de onlar üzülürler.
Araf/7:36 Büyüklük taslayarak ayetlerimizi yalanlayanlar ise ateş halkıdır; orada ebedi kalıcıdırlar.
Araf/7:40 Ayetlerimizi inkar edenlere ve onlara karşı büyüklük taslayanlara göğün kapısı açılmaz ve deve iğne deliğinden geçmedikçe de cennete girmezler. Suçluları böyle cezalandırırız.
Araf/7:130 Firavun tarafını, öğüt alsınlar diye yıllarca kuraklık ve ürün kıtlığına mahkum ettik.
Araf/7:131 Kendilerine bir iyilik geldiği zaman, "Bunu biz hak ettik," derler, kendilerine bir kötülük dokunduğu zaman ise Musa ve beraberindekileri uğursuzlukla suçlarlardı. Doğrusu, onların uğursuzluğu Allah tarafından kararlaştırılır. Ancak çokları bilmezler.
Araf/7:132 "Bizi büyülemek için ne kadar mucize (ayet) getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz," dediler.
Araf/7:133 Üzerlerine tufan, çekirge, haşarat, kurbağa ve kan gibi ayrı ayrı işaretler gönderdik. Buna rağmen büyüklük taslamaya devam ettiler ve suçlu bir topluluk oldular.
Araf/7:134 Her ne zaman başlarına bir musibet gelse, "Ey Musa, sana verdiği sözden dolayı Rabbine yalvar. Bizi bu felaketlerden kurtarırsan sana inanır ve İsrailoğullarını da seninle beraber yollarız," dediler.
Araf/7:135 Onları söz konusu felaketlerden herhangi bir süre için kurtarınca da sözlerinden dönüyorlardı.

Nahl/16:49 Göklerde ve yerde bulunan tüm yaratıklar ve melekler Allah'a secde ederler ve büyüklük taslamazlar.

Müminun/23:63 Zihinleri bundan (mesajdan) gafil olup buna aykırı işlerde çalışıp durmaktadırlar.
Müminun/23:64 Varlıklılarını cezaya çarptığımızda, yakınmaya başlarlar.
Müminun/23:65 Yakınmayın; bu gün tarafımızdan hiç bir yardım görmezsiniz.
Müminun/23:66 Size ayetlerim okunuyordu da ardınıza dönüyordunuz.
Müminun/23:67 Ona karşı büyüklük taslıyordunuz, saçmalayarak geceliyordunuz.

Zümer/39:71 İnkar edenler yığınlar halinde cehenneme götürülürler. Oraya vardıklarında onun kapıları açılır ve bekçileri onlara, "Size, Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bu gününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran sizden elçiler gelmemiş miydi?" derler. "Evet. Ancak 'ceza' sözü inkarcılar hakkında gerçekleşmiştir," diye karşılık verirler
Zümer/39:72 "Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların sonu ne de kötüymüş!" denir

Mümin/40:60 Rabbiniz der ki, "Bana yalvarın size cevap vereyim." Büyüklük taslayarak bana kulluk etmekten kaçınanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.
Mümin/40:75 Çünkü siz yeryüzünde gerçeğe dayanmadan seviniyor ve şımarıyordunuz.
Mümin/40:76 Sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarından giriniz. Büyüklük taslayanların yeri ne de kötüdür.

Fussilet/41:15 Ad'a gelince, onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve "Bizden daha güçlü kim var?" dediler. Kendilerini yaratan Allah'ın onlardan daha güçlü olduğunu anlamadılar mı? Onlar ayet ve mucizelerimizi bilerek inkar ediyorlardı.

Münafikun/63:5 Onlara, "Gelin de Allah'ın elçisi sizin için bağışlanma dilesin," denildiğinde, başlarını çevirirler; büyüklük taslayarak saptıklarını görürsün.
Münafikun/63:6 Onlar için bağışlanma dilesen de dilemesen de birdir; Allah onları bağışlamıyacaktır. Allah yoldan çıkmış topluluğu doğruya ulaştırmaz.

Müddessir/74:16 Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Müddessir/74:24 "Bu," dedi, "etkileyici bir büyüden başka bir şey değil."