Araf - 7:104 Musa: "Firavun, ben evrenlerin Rabbinden bir elçiyim."
Musa peygamber ve Firavun'un diyaloğu:
Araf/7:104 Musa: "Firavun, ben evrenlerin Rabbinden bir elçiyim."
Araf/7:105 "Allah hakkında gerçeğin dışında bir şey söylememek benim görevimdir. Rabbinizden size bir kanıt ile geldim; İsrailoğullarını benimle birlikte salıver."
Araf/7:106 Dedi: "Bir ayet (mucize) ile gelmişsen ve gerçekten doğru sözlüysen getir onu bakalım."

Taha/20:47 "Ona varın ve deyin ki, 'Biz ikimiz Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarına yaptığın işkenceye son ver ve onları bizimle gönder. Biz sana, Rabbinden bir ayet ile geldik. Doğru yolu izleyenlere selam (barış) olsun.' "
Taha/20:48 "Bize vahyedildi: Yalanlayıp yüz çevirenler cezalandırılacaktır."
Taha/20:50 "Rabbimiz, Her şeye biçimini veren ve sonra yolunu gösterendir," dedi.
Taha/20:51 "Peki geçmiş nesillerin hali ne olacak," dedi.
Taha/20:52 "Onların bilgisi Rabbimin yanında kayıtlıdır. Rabbim yanılmaz, unutmaz."
Taha/20:53 O ki yeryüzünü sizin için yaşanılır kıldı, sizin için onda yollar açtı, gökten bir su indirdi ve nitekim onunla çeşit çeşit bitkiler çıkardık.
Taha/20:54 Çiftlik hayvanlarını yiyiniz, otlatınız. Zeka sahipleri için bunda işaretler vardır.
Taha/20:55 Sizi o yerden yarattık, sizi tekrar ona döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkartacağız.
Taha/20:56 Ona tüm işaret ve delillerimizi göstermemize rağmen yalanlayıp reddetti.
Taha/20:57 Dedi ki, "Sen bizi büyünle yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin, Musa?"
Taha/20:58 "Biz de sana benzer bir büyü göstereceğiz. Her iki taraf için de uygun olan yerde ne senin ne de bizim caymayacağımız bir randevu zamanı belirle. "

Şuara/26:16 "İkiniz Firavun'a varıp deyin ki, 'Biz evrenlerin Rabbinin elçileriyiz.' "
Şuara/26:17 "İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder."
Şuara/26:18 Dedi ki, "Biz seni daha bebekken alıp yetiştirmedik mi ve hayatının nice yıllarını aramızda geçirmedin mi?"
Şuara/26:19 "Sonunda yapacağını yaptın. Sen nankör birisin."
Şuara/26:20 Dedi ki, "O işi yaptığım zaman yanlış yoldaydım."
Şuara/26:21 "Sonra, sizden korktuğum için sizden kaçtım ve Rabbim bana bilgelik verip beni elçilikle görevlendirdi."
Şuara/26:22 "Başıma kaktığın bu iyilik de, İsrailoğullarını köleleştirmen yüzündendir!"
Şuara/26:23 Firavun, "Evrenlerin Rabbi de ne demek?" dedi.
Şuara/26:24 Dedi ki, "Kesinlikle inanacaksanız O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir."
Şuara/26:25 Etrafındakilere dönerek, "İşitiyor musunuz?" dedi.
Şuara/26:26 Dedi ki, "Sizin Rabbiniz ve evvelki atalarınızın Rabbidir."
Şuara/26:27 Dedi ki, "Size gönderilen elçi, kesinlikle bir deli."
Şuara/26:28 Dedi ki, "Aklınızı kullanıyorsanız, O doğunun, batının ve aralarındakilerin de Rabbidir."
Şuara/26:29 Dedi ki, "Benden başka bir tanrı (otorite) edinirsen seni hapis cezasına çarpacağım."
Şuara/26:30 Dedi ki, "Size apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"
Şuara/26:31 Dedi ki, "Doğru sözlüysen getir bakalım onu."

Kasas/28:36 Musa onlara apaçık ayet ve mucizelerimizle gidince, "Bu ancak uydurma bir büyüdür. Biz böyle bir şeyi önceki atalarımızdan işitmedik," dediler.
Kasas/28:37 Musa dedi ki, "Rabbim, kendisinden bir hidayetle gelenin kim olduğunu ve sonunda kimin kazançlı çıkacağını iyi bilir. Zalimler kesinlikle başaramazlar."
Kasas/28:38 Firavun, "Ey ileri gelenler, ben sizin için benden daha iyi bir tanrı bilmiyorum. Haman, benim için balçığın üzerinde ateş yakarak tuğla hazırla ve Musa'nın tanrısına ulaşabilmem için bir kule yap. Ben onun yalancı olduğuna inanıyorum," dedi.

Mümin/40:23 Musa'yı ayetlerimiz ve apaçık bir yetki ile gönderdik.
Mümin/40:24 Firavun'a, Haman'a ve Karun'a... "Bu sihirbazın ve yalancının biridir," dediler.
Mümin/40:25 Onlara bizden bir gerçeği götürünce, "Onunla birlikte inananların oğullarını öldürün, kadınlarını ise yaşatın," dediler. İnkarcıların planı hep sapıkçadır.
Mümin/40:26 Firavun dedi, "Beni bırakın Musa'yı öldüreyim de o da Rabbine yalvarsın. Sizin dininizi değiştireceğinden veya yeryüzünde kötülük çıkaracağından endişeleniyorum."
Mümin/40:27 Musa dedi, "Ben, hesap gününe inanmayan her azgından Rabbime ve sizin Rabbinize sığındım," dedi.
Mümin/40:28 Firavun'un tarafından inancını gizleyen inanan bir adam dedi ki, "Siz 'benim Rabbim Allah'tır' diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Halbuki size Rabbinizden apaçık deliller getirmiş bulunuyor. Yalancı ise, bu onun problemidir; yok doğru sözlü ise onun size anlattıkları gerçekleşir. Kuşkusuz Allah sınırı aşan yalancıları sevmez."
Mümin/40:29 "Ey halkım, yönetim bugün sizindir ve ülkede siz egemensiniz. Ancak Allah'ın hışmı bize gelirse kim ona karşı bize yardım edebilir?" Firavun da, "Size kendi görüşümü öğütlüyorum; size doğru yolu gösteriyorum," dedi.
Mümin/40:30 İnanmış adam dedi ki, "Ey halkım daha önceki partilerin günü gibi bir sonuca uğramanızdan korkuyorum."
Mümin/40:31 "Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonrakilerin durumu gibi. Elbette Allah kullara haksızlık etmek dilemez."
Mümin/40:32 "Halkım, sizin için Toplanma Gününden korkuyorum."
Mümin/40:33 "O gün arkanızı dönüp kaçacaksınız; ancak sizi Allah'tan koruyacak yoktur. Allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz."
Mümin/40:34 Daha önce Yusuf da size apaçık delillerle gelmişti; fakat size getirdiği mesajı sürekli olarak kuşku ile karşılamıştınız. Nihayet o ölünce, "Allah ondan sonra elçi göndermeyecektir (O son elçidir)," demiştiniz. Allah, kuşkuda sınırı aşanı böylece saptırır."
Mümin/40:35 Allah'ın ayet ve mucizelerine karşı, hiç bir delile sahip olmadan tartışanlar, hem Allah katında ve hem de inananlar katında büyük bir öfkeye muhataptır. Allah her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Mümin/40:36 Firavun dedi ki, "Haman, benim için bir kule dik de yollara erişeyim."
Mümin/40:37 "Göklerin yollarına... Böylece Musa'nın tanrısına bir bakayım. Onun bir yalancı olduğuna inanıyorum." Firavun'un kötü tavrı kendisine böyle süslenmişti ve böylece yoldan çıkarıldı. Firavun'un planı elbette boşa çıkacaktı.
Mümin/40:38 İnanan adam dedi ki, "Ey halkım, beni izleyin ki size doğru yolu göstereyim."
Mümin/40:39 "Ey halkım, bu dünya hayatı geçici bir geçinmedir. Ahiret yurdu ise ebedi bir duraktır."
Mümin/40:40 Kim kötülük işlerse kendisine ancak onun kadar bir ceza verilir. Erkek veya kadın kim inançlı olarak erdemli işler yaparsa onlar cennete girerler ve orada hesapsız olarak nimetlenirler.
Mümin/40:41 "Ey halkım, neden ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?"
Mümin/40:42 "Siz beni Allah'a karşı nankör olmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri ona ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi O Üstün ve Bağışlayıcı olana çağırıyorum."
Mümin/40:43 "Kuşku yok ki, beni kendisine çağırdığınız şeyin ne dünyada ne de ahirette bir dayanağı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır. Sınırı aşanlar, cehennemi boylayacaktır."
Mümin/40:44 "Size bu söylediklerimi ileride hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a bırakıyorum. Allah kullarını Görendir."

Zuhruf/43:46 Örneğin; Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve erkanına gönderdik ve "Ben evrenlerin Rabbinin elçisiyim," demişti.
Zuhruf/43:47 Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.
Zuhruf/43:48 Onlara bir birinden büyük mucizeler gösterdik ve belki dönerler diye başlarına çeşitli felaketler getirdik.
Zuhruf/43:49 "Ey büyücü, bizim için Rabbine dua et. Çünkü sen ona daha yakınsın; biz bundan sonra yola geleceğiz," dediler.
Zuhruf/43:50 Fakat, onlardan felaketi kaldırdığımızda, sözlerinden hemen dönüverdiler.
Zuhruf/43:51 Firavun halkına şöyle seslendi: "Ey halkım, Mısır'ın yönetimi ve şu altımda akıp giden ırmaklar bana ait değil mi? Görmüyor musunuz?"
Zuhruf/43:52 "Yahut ben, şu aşağılık ve konuşmaktan aciz olan adamdan daha üstün değil miyim?"
Zuhruf/43:53 "Neden ona altınlardan oluşan bir hazine verilmiyor, yahut neden yanında çalışacak melekler gelmiyor?"
Zuhruf/43:54 Böylece halkını yanılttı ve onlar da ona uydular. Onlar bayağı insanlardı.