Tevbe - 9:70 Nuh'un halkı, Ad, Semud, İbrahim'in halkı, Medyen sakinleri ve altüst olmuş ülkelerin (Sodom ve Gomora) halkları gibi kendilerinden öncekilerin haberleri onlara ulaşmadı mı? Elçileri kendilerine apaçık belgelerle gitmişlerdi. Allah onlara zulmediyor değildi, aksine onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
Altüst olmuş Lut kavmi ile ilişkili:
Araf/7:80 Ve Lut'u da gönderdik. Halkına dedi ki: "Sizden önce hiç kimsenin kıramadığı bir günahın rekorunu mu kırıyorsunuz?"
Araf/7:81 "Siz kadınları bırakıp erkeklere cinsel duygularla yöneliyorsunuz. Siz sınırı aşan bir topluluksunuz!"
Araf/7:82 Halkının cevabı, ancak şunları söylemek oldu: "Onları kentinizden çıkarın. Bunlar çok temiz insanlarmış!"
Araf/7:83 Onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. O geride kalanlardan oldu.
Araf/7:84 Üstlerine bir yağmur yağdırdık. Suçluların sonuna bak!

Hud/11:77 Elçilerimiz Lut'a gelince, onlara kötü davranıldı. Bu durum (Lut'un) canını sıktı ve (kendi kendine), "Bu, zor bir gün olacak," dedi.
Hud/11:78 Halkı koşarak oraya geldiler; günah işlemeyi adet haline getirmişlerdi. "Ey halkım, işte kızlarım, onlar sizin için daha temizdir. Allah'ı sayın, konuklarım önünde beni rezil etmeyin. İçinizde aklı başında bir adam yok mu," dedi.
Hud/11:79 "Bilirsin ki senin kızlarına bizim bir ihtiyacımız yok. Sen bizim ne istediğimizi iyi bilirsin," dediler.
Hud/11:80 (Lut:) "Keşke size gücüm yetseydi veya güçlü dostlara sahip olsaydım," dedi.
Hud/11:81 (Melekler) "Ey Lut," dediler, "Biz, Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamazlar. Aileni gecenin bir anında yürüyüşe çıkart, sizden hiç kimse geriye bakmasın; fakat senin karın istisna. Ötekilerin başına gelecek olanlar onun da başına gelecektir. Onların belirlenmiş zamanı sabahtır. Sabah yakın değil mi?"
Hud/11:82 Emrimiz gelince onun üstünü altına getirdik, üzerlerine sertleşmiş kat kat taş yağdırdık.
Hud/11:83 Zalimleri bulsun diye Rabbin tarafından belirlenmiş (taşlar)..

Hicr/15:57 "Ey elçiler, göreviniz nedir," dedi.
Hicr/15:58 "Biz, suçlu bir topluma gönderildik;"
Hicr/15:59 "Ancak Lut'un ailesi hariç. Hepsini kurtaracağız."
Hicr/15:60 "Yalnız karısı hariç; onun geride kalanlardan olmasını kararlaştırdık," dediler.
Hicr/15:63 Dediler ki: "Onların kuşkulandıkları şeyi sana getirdik."
Hicr/15:64 "Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru konuşuyoruz."
Hicr/15:65 "Geceleyin ailenle birlikte çık. Arkalarından izle ve hiç biriniz arkaya bakmasın. Size emredilen yere gidin."
Hicr/15:66 'Şu halk, sabahleyin yok edilecektir' şeklindeki emri kendisine bildirdik.
Hicr/15:68 "Bunlar konuklarımdır, sakın beni utandırmayın."
Hicr/15:70 "İnsanlarla diyalog kurmaktan seni menetmemiş miydik," dediler.
Hicr/15:71 "İşte benim kızlarım," dedi, "İlla da istiyorsanız!"
Hicr/15:72 Ne yazık ki onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Hicr/15:73 Tan ağarırken onları felaketli bir gürültü yakaladı.
Hicr/15:74 Onun altını üstüne getirdik. Üzerlerine çamurdan yapılmış sert taşlar indirdik.
Hicr/15:75 Bunda, inceleyip araştıranlar için dersler vardır.
Hicr/15:77 Bunda, inananlar için bir işaret vardır.

Enbiya/21:74 Lut'a da bilgi ve bilgelik verdik. Onu, çirkin işler işleyen topluluktan kurtardık. Onlar, yoldan çıkmış kötü bir toplumdu
Enbiya/21:75 Onu merhametimizin kapsamına aldık, çünkü o erdemlilerden idi.

Şuara/26:161 Kardeşleri Lut onlara demişti ki, "Erdemli olmayacak mısınız?"
Şuara/26:164 "Buna karşı sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Benim ücretim ancak evrenlerin Rabbine aittir."
Şuara/26:165 "Siz halkın arasından erkeklere mi yöneliyorsunuz?"
Şuara/26:166 "Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi terkederek? Siz gerçekten haddi çok aşan bir toplumsunuz."
Şuara/26:167 Dediler, "Bak Lut, bu tavrına son vermezsen sürülenlerden olacaksın."
Şuara/26:168 Dedi ki, "Ben, bu davranışınızı iğrenç buluyorum."
Şuara/26:169 "Rabbim, beni ve ailemi bu yaptıklarından kurtar."
Şuara/26:171 Yalnız bir yaşlı kadın hariç; geride kalanlardan idi.
Şuara/26:171 Yalnız bir yaşlı kadın hariç; geride kalanlardan idi.
Şuara/26:173 Üzerlerine bir çeşit yağmur yağdırdık; uyarılanların yağmuru ne felaketli bir yağmurdur.
Şuara/26:174 Bunda bir ders var; ancak çokları inanmaz.

Neml/27:54 Lut da halkına demişti ki, "Gördüğünüz halde nasıl olur da böyle bir kötülüğü işliyorsunuz?"
Neml/27:55 "Kadınları bırakıp erkeklerle mi cinsel ilişki kuruyorsunuz? Siz gerçekten pek cahil bir topluluksunuz."
Neml/27:56 Halkının yanıtı sadece, "Lut'un ailesini kasabanızdan çıkarın, onlar temiz kalmak istiyorlar," demek oldu.
Neml/27:57 Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı hariç; onu geride kalanlardan saydık.
Neml/27:57 Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı hariç; onu geride kalanlardan saydık.
Neml/27:58 Onların üzerine bir çeşit yağmur yağdırdık. Uyarılmış bulunanların yağmuru ne de kötü idi.

Ankebut/29:28 Lutu da gönderdik. Halkına dedi ki: "Sizden önce hiç kimsenin işlemediği boyutta bir günahı işliyorsunuz."
Ankebut/29:29 "Siz erkeklerle cinsel ilişki kuruyor, yolları kesiyor ve toplantılarınızda her kötülüğü işliyorsunuz." Halkının biricik karşılığı, "Doğrulardan isen Allah'ın azabını getir bakalım,"demeleri oldu.
Ankebut/29:30 "Rabbim, şu bozguncu topluluğa karşı bana zafer ver,"dedi.
Ankebut/29:31 Elçilerimiz İbrahim'e müjdeyle vardıklarında, "Bu kentin (Sodom) halkını yok etmek üzereyiz. Çünkü oranın halkı zalim oldular,"dediler.
Ankebut/29:32 Dedi ki, "Ama orada Lut var." Onlar da, "Orada kimlerin bulunduğunu iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, fakat karısı hariç; o geride kalacaklardandır,"dediler.
Ankebut/29:33 Elçilerimiz Lut'a vardıklarında elçilerimize yapılan muameleden dolayı fenalaştı, zor durumda kaldı. Kendisine dediler ki, "Korkma, üzülme. Biz seni ve aileni kurtaracağız. Karın hariç; o geride kalanlardan olmuştur."
Ankebut/29:34 "Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten bir felaket indireceğiz."
Ankebut/29:35 Aklını kullanan bir toplum için apaçık bir ders olarak oradan bazı kalıntılar bıraktık.

Saffat/37:137 Siz yıkıntılarının yanından geçiyorsunuz; sabahleyin,

Kamer/54:34 Üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik, yalnız Lut'un ailesini seher vakti kurtardık.
Kamer/54:35 Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
Kamer/54:36 Onları bu yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ancak onlar uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Kamer/54:37 Onun konuklarına göz diktiler, biz de onları kör ettik. Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım.
Kamer/54:38 Ertesi gün, yaman bir azap sabahlarını kutladı.