Mürselat - 77:48
Onlara eğilin dendiğinde eğilmezler.
Suçluların genel nitelikleri:
Yasin/36:59
Ey suçlular, siz bugün ayrılın.
Yasin/36:60
Ey Adem'in çocukları, şeytana kulluk/hizmet etmeyeceğinize dair sizden söz almamış mıydım? O sizin açık düşmanınızdır.
Yasin/36:61
Bana kulluk edin. Bu en doğru yoldur.
Yasin/36:62
Buna rağmen o, sizden bir çok nesilleri saptırdı. Hiç aklınızı kullanmaz mıydınız?
Yasin/36:63
İşte, size söz verilen cehennem budur!
Yasin/36:64
İnkarınızın bir sonucu olarak orada yanınız.
Rum/30:12
Saatin gerçekleştiği gün suçlular şoke olurlar.
Rum/30:13
Koştukları ortaklarından da kendilerine şefaat eden hiç bir kimse çıkmaz; ortaklarını inkar ederler.
Müddessir/74:41
Suçlulara:
Müddessir/74:42
"Sizi bu cezaya sokan nedir?"
Müddessir/74:43
Diyecekler ki, "Desteklemezdik"
Müddessir/74:44
"Yoksula yedirmezdik."
Müddessir/74:45
"Biz, boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık."
Müddessir/74:46
"Yargı gününü yalanlardık."
Furkan/25:31
Biz ayrıca her peygambere suçlulardan bir düşman var ettik. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.
Enam/6:112
Böylece, her peygambere insanlardan ve cinlerden olan şeytanları düşman kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözleri vahyederler. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Onlara ve ettikleri iftiralara aldırma.
Araf/7:133
Üzerlerine tufan, çekirge, haşarat, kurbağa ve kan gibi ayrı ayrı işaretler gönderdik. Buna rağmen büyüklük taslamaya devam ettiler ve suçlu bir topluluk oldular.
Enam/6:123
Her ülkenin önde gelen suçlularına, orada hile ve entrika yapmaları için izin verdik. Aslında kendilerinden başkasını kandırmıyorlar. Ama farkında değiller.
Enam/6:124
Kendilerine bir ayet geldiğinde: "Allah'ın elçilerine verilenlerin benzeri bize verilmedikçe inanmayız," derler. Allah mesajını nereye koyacağını daha iyi bilir. Yaptıkları hilelerden ötürü suçlulara Allah katından bir aşağılama ve çetin bir azap dokunacaktır.
Enfal/8:8
Ki suçlular hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin ve haksızlığı ortadan kaldırsın.
Araf/7:40
Ayetlerimizi inkar edenlere ve onlara karşı büyüklük taslayanlara göğün kapısı açılmaz ve deve iğne deliğinden geçmedikçe de cennete girmezler. Suçluları böyle cezalandırırız.
Zuhruf/43:74
Suçlular, cehennem azabında ebedi kalıcıdırlar.
Zuhruf/43:75
Onlardan hafifletilmez ve onlar orada ümitsizdirler.
Zuhruf/43:76
Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler.
Zuhruf/43:77
"Ey Malik, artık Rabbin bizim işimizi bitirsin," diye seslenirler. O da, "Siz böyle kalacaksınız," der.
Zuhruf/43:78
Size gerçeği getirdik; ancak çoğunuz gerçekten hoşlanmıyorsunuz.
Casiye/45:31
İnkar edenlere gelince: "Ayetlerimiz size okunmuş ve siz de büyüklenip suçlu bir topluluk olmamış mıydınız?"
Casiye/45:31
İnkar edenlere gelince: "Ayetlerimiz size okunmuş ve siz de büyüklenip suçlu bir topluluk olmamış mıydınız?"
Casiye/45:32
Kendilerine Allah'ın sözünün bir gerçek ve Saat'in kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, "Saat'in ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz," derdiniz.
Casiye/45:33
Yaptıkları kötülükler kendilerine görünecek ve alay etmekte oldukları şey onları kuşatıp avlayacaktır.
Casiye/45:34
Ve onlara şöyle denir: "Bugünkü karşılaşmanızı unuttuğunuz için biz de bugün sizi unutuyoruz. Yeriniz ateştir ve sizin bir yardımcınız da olmayacaktır."
Casiye/45:35
"Çünkü siz Allah'ın ayetlerini alaya aldınız ve dünya hayatı sizi kandırdı." Sonuç olarak, onlar oradan çıkamazlar ve özürleri de dinlenmez.
Mutaffifin/83:29
Suçlular, inananlara gülerlerdi.
Mutaffifin/83:30
Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kaş edip küçümserlerdi.
Mutaffifin/83:31
Yandaşlarının yanına döndükleri zaman da alaya alırlardı.
Mutaffifin/83:32
Onları gördüklerinde, "Bunlar sapıklardır!" derlerdi.
Mutaffifin/83:33
Oysa onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Mutaffifin/83:34
Bugün de inananlar inkarcılara güler.
Mutaffifin/83:35
Koltuklar üzerinde bakarlar:
Mutaffifin/83:36
İnkarcılar yaptıklarıyla cezalandılar mı diye.
Yunus/10:13
Sizden önceki nice nesilleri, zulmettikleri zaman yok etmişizdir. Elçileri kendilerine açık delillerle gitmişlerdi, ancak onlar inanmayı reddetmişlerdi. Suçlu toplumları böyle cezalandırırız.
Yunus/10:17
Allah'a yalan uydurup iftira eden, veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Suçlular onmaz.
Yunus/10:50
De ki: "O'nun azabı ister gece veya gündüz gelsin, ama neden suçlular o konuda acele içindedirler?"
Yunus/10:75
Sonra onların ardından Musa ve Harun'u Firavun'a ve konseyine mucizelerimizle gönderdik. Fakat büyüklük tasladılar ve suçlu bir topluluk oldular.
Yunus/10:82
Allah sözleriyle hakkı gerçekleştirir. Suçlular hoşlanmasa da...
Hud/11:52
"Ey halkım, Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na yönelin ki gökten üzerinize bol rahmet yağdırsın, gücünüze güç katsın. Suçlular olarak yüz çevirmeyin!"
Hud/11:116
Sizden önceki nesillerin erdem sahibi olanları, yeryüzünde kötülüklere engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardığımız az kişi hariç... Zalimler ise, kendilerine verilen refaha dalıp şımardılar; böylece suçlulara katıldılar.
Yusuf/12:110
Ne zaman ki elçiler umutlarını kestiler ve kendilerinin yalancı çıkarıldığını sandılar, işte o zaman onlara zaferimiz geldi. Nitekim, dilediğimiz kurtulur. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilemez.
Hicr/15:11
Onlara her ne zaman bir elçi geldiyse onu alaya aldılar.
Hicr/15:12
İşte suçluların kalbine böyle (bir tavrı) sokarız.
Şuara/26:91
Azgınlar için de cehennem ortaya konacaktır.
Şuara/26:92
Onlara şöyle denir, "Hani kulluk/hizmet ettikleriniz nerede -"
Şuara/26:93
"- O Allah'tan başka? Size şimdi yardım edebiliyorlar mı? Kendilerine bile yardımları dokunabiliyor mu?"
Şuara/26:94
Azgınlarla birlikte tepetakla oraya atılacaklardır
Şuara/26:95
İblis'in tüm askerleri de...
Şuara/26:96
Orada çekişerek şöyle konuşacaklar:
Şuara/26:97
"Allah'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz."
Şuara/26:98
"Çünkü sizi evrenlerin Rabbine denk tutuyorduk."
Şuara/26:99
"Bizi saptıranlar suçlulardı."
Şuara/26:198
Onu bir takım yabancılara indirseydik,
Şuara/26:199
Ve onu onlara okusaydı ona inanmayacaklardı.
Şuara/26:200
İşte biz onu suçluların kalplerine böylece (yabancı bir dil gibi) sokarız.
Şuara/26:201
Acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
Kasas/28:8
Nihayet Firavun'un ailesi, kendileri için bir düşman ve üzüntü kaynağı olacak o bebeği aldı. Firavun, Haman ve orduları suçlular idiler.
Secde/32:12
Suçluları, Rab'leri huzurunda başlarını öne eğmiş durumda iken bir görseydin: "Rabbimiz, gördük ve işittik. Bizi döndür de erdemli davranalım. şimdi biz kesin olarak inandık."
Secde/32:22
Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Biz suçlulardan elbette öc alacağız.
Sebe/34:32
Büyüklenenler, güçsüzleştirilen izleyicilerine, "Size hidayet geldikten sonra biz mi sizi saptırdık? Hayır, suçlu olanlar sizdiniz," derler.
Sebe/34:33
Güçsüzleştirilenler, büyüklenenlere, "Asıl sizdiniz. Bizim Allah'a karşı nankörlük göstermemiz ve O'na ortaklar koşmamız için gece gündüz planlar kuruyordunuz." Azabı gördüklerinde içlerinde pişmanlık duyarlar. İnkarcıların boyunlarına prangalar vurmuşuzdur. Yalnız yaptıklarının karşılığını almıyorlar mı?
Saffat/37:27
Dönüp birbirlerini sorgularlar.
Saffat/37:28
"Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz," derler.
Saffat/37:29
Derler ki, "Aslında siz inanmış kimseler değildiniz."
Saffat/37:30
"Bizim sizin üzerinizde her hangi bir gücümüz yoktu. Aksine siz azmış bir topluluktunuz."
Saffat/37:31
"Rabbimizin hakkımızdaki sözü gerçekleşti, artık tadacağız."
Saffat/37:32
"Biz azmıştık. Sizi de azdırdık."
Saffat/37:33
Böylece, o gün onlar azabta ortaktırlar.
Saffat/37:34
Biz suçlulara böyle yaparız.
Zuhruf/43:74
Suçlular, cehennem azabında ebedi kalıcıdırlar.
Zuhruf/43:75
Onlardan hafifletilmez ve onlar orada ümitsizdirler.
Zuhruf/43:76
Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler.
Zuhruf/43:77
"Ey Malik, artık Rabbin bizim işimizi bitirsin," diye seslenirler. O da, "Siz böyle kalacaksınız," der.
Zuhruf/43:78
Size gerçeği getirdik; ancak çoğunuz gerçekten hoşlanmıyorsunuz.
Duhan/44:17
Onlardan önce Firavun'un halkını sınamıştık; onlara şerefli bir elçi gitmişti:
Duhan/44:18
"Ey Allah'ın kulları, bana kulak verin. Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim."
Duhan/44:19
"Allah'a karşı ululanmayın. Ben size apaçık bir delille gelmiş bulunuyorum."
Duhan/44:20
"Sizin beni taşlamanızdan, benim Rabbime ve sizin Rabbinize sığınıyorum."
Duhan/44:21
"Bana inanmıyorsanız, bari beni yalnız bırakın."
Duhan/44:22
Ve, "Bunlar suçlu bir topluluk,"diye Rabbine yalvardı.
Rahman/55:43
İşte bu, suçluların yalanlayıp durduğu cehennemdir.
Mearic/70:11
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister: Oğullarını,
Mearic/70:12
Eşini, kardeşini,
Mearic/70:13
Kendisini yetiştiren tüm akrabalarını,
Mearic/70:14
Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun.
Mearic/70:15
Hayır, o alevli ateştir.
Mearic/70:16
Yakmak için isteklidir...
Mearic/70:17
Çağırır, sırtını dönüp gideni,
Mearic/70:18
Toplayıp kasaya saklayanı.
Mearic/70:19
Doğrusu insan endişeli bir karaktere sahiptir.
Mearic/70:20
Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümidini keser.
Mearic/70:21
Kendisine iyilik dokunduğu zaman ise cimridir.
Mürselat/77:46
Yiyiniz ve geçici olarak eğleniniz; siz suçlularsınız.
Mürselat/77:47
Yalanlayanların vay haline o gün!
Mürselat/77:48
Onlara eğilin dendiğinde eğilmezler.